31 Ocak 2009 Cumartesi

HAYATIMIZDAKİ MEÇHUL DEĞİŞİKLİKLER

Okuyacağınız kısa bir metin, ama düşünceye sevk ediyor.
Sadece 2 dakika sürecek ama sonunda kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak !.. Bir küçük hikaye :
Bir arkadaşım, hanımının konsolunu açmış ve içinde ipeğe sarılmış

paket olduğunu görmüş :

"Bu basit bir pakete benziyor, içinde muhakkak zarif bir kıyafet var." İpeğe ve paketin içinden çıkan giysiye bakmış.

« Bunu ona 8 veya 9 sene önce New York' dan satın almıştım;ama hiç giymemişti . Eşi,hanımı bu hediyeyi önemli bir an için saklamıştı...

Şimdi, işte o an gelmişti..

Arkadaşım yatağa doğru yürümüş ve paketi, cenaze töreni düzenleyicisinin alacağı diğer eşyaların arasına koymuş. Çünkü karısı ölmüştü... Bana doğru dönerek : "Hiçbir zaman bir şeyi özel bir gün,geleceğini sandığın uzak bir dönem için saklama. Zira yaşadığın her gün zaten sana mahsus,özel!.. »

Bu kelimeleri daima hatırlıyorum, bunlar benim hayata bakış açımı değiştirdi... Bugün eskisine nazaran daha fazla okumaya çalışıyor,ruhumun ve evimin temizliğine daha çok dikkat ediyorum...

Genelde fırsat buldukça deniz kıyısına gidiyor ve tabiattaki kuş,martı,rüzgar seslerini dinliyorum.Hem de etrafımda dolaşan hoşlanmadığım tipte insanları dikkate almaksızın. Sevdiklerimle ve az olan dostlarımla daha fazla vakit geçirmeye çalışıyorum. Hayatı geç de olsa yorumlayabildim. O , değerini bilmek zorunda olduğumuz bir seri tecrübelerden müteşekkil…. Ve en önemlisi artık herşeyi çok kafaya takmıyor ve korkmuyorum. Hergün yemekte normal su bardağını değil; sevdiğim ince kenarlı su bardağını kullanıyor ve giyimime daha bir dikkat ediyorum... Sevdiğim ve kullanırken tasarruflu kullandığım parfümümü artık özel ve geleceği meçhul günler için değil;canım istedikçe kullanıyorum.

Lugatımdan "belki, bir zaman" veya "günün birinde" gibi kelimeleri çıkarıp attım. İstediğim şeyi imkanım ölçüsünde ve değecekse istediğim zaman yapmaya başladım.

Arkadaşım; hanımının yarın öleceğini şayet bilseydi ne yapacağını bilemem. Yarın bizler için ne kadar normal ve gelecekmiş gibi görünse de bazıları için imkansız oluyor.

Herhalde ailesini ve candan dostlarını çağırırdı diye düşünüyorum. Belki eski dostlarından geçmişteki bir münakaşa sebebiyle dilerdi. Belki çok sevdiği insanları evine yemeğe davet eder ve son defa zevkle sevdikleriyle haz alarak gününü huzur ve mutluluk içinde geçirirdi. Şayet geriye pek fazla zamanım kalmadığını bilseydim o çok küçük ama yapılamamış şeyler beni huzursuz ederdi.

Tahmin ederim ki uzun zamandır irtibatta olamadığım iyi dostlarımla artık buluşamayacağım için çok üzgün olurdum.(… yine belki bir gün ..) Üzgün olurdum yazmayı düşünüp de yazamadığım mektuplar sebebiyle ( yine belki bir gün...) Üzgün olurdum sevdiklerime onları sevdiğimi gerektiği kadar sıklıkla söylemediğim için. Kendilerine beslediğim sevgimi,muhabbetimi açıkça söyleyemediğim için. Bu arada artık hiçbir şeyi ileri tarihlere bırakmıyorum özel bir şeyi hayatıma güzel bir gülümseme getirecek özel bir gün için ayırmıyor ,saklamıyorum.

Kendime her günün özel ve istisnai bir gün olduğunu söylüyor ve bunu bana yaşattığı için Allah' a her akşam hamd ve şükrediyor ve her sabah yeni bir güne başlarken O' na yine güzel bir gün için dua,ibadetle güne başlıyorum...

Her gün,her dakika,her saniye benim için daha bir başka, hem de çok başka ve özel bir mana ifade ediyor artık….
Bu haberi aldığın zaman, birinin seni düşündüğünü anla. Muhakkak senin için de değeri olan insanlar vardır...
Şayet bunu başkalarına göndermek için zamanın yoksa ve diyorsan: …bunu daha sonra yaparım …. düşün ki , daha sonra belki çok geç olacak ve hiç yapamayacaksın.
Alıntı

30 Ocak 2009 Cuma

SAFER AYINDA BELALARDAN KORUNMAK İÇİN

Korunmak için;
Ayet-el Kûrsi:
Evden çıkarken ve eve girerken Ayet-el Kûrsi okunmalıdır: Evden çıkarken okuyan her işinde muvaffak olur ve hayırlı işleri başarır. Evine gelince okursan iki Ayet-el Kûrsi arasındaki işlerin hayırlı olur ve fakirliğin önlenir. Bir kimse evinden çıkarken Ayet-el Kûrsi'yi okursa, Hakk Teâlâ yetmiş Meleğe emreder, o kimse evine gelinceye kadar ona dua ile istiğfar ederler.
Evden çıkarken üç kere: "BİSMİLLAHİ HASBİYALLAHİ LAİLAHE İLLA HÛ ALEYHİ TEVEKKELTÜ VE HÜVE RABBİL ARŞİL AZİYM" söylenmelidir.
Safer ayında her gün mutlaka 100 kere "LA HÂVLE VELÂ KUVVETE İLLA BİLLAHİL ALİYYİL AZİYM" denilmelidir. Günde 100 kere söyleyenden, en hafifi fakirlik olmak üzere 70 çeşit bela, musibet kaldırılır.
Ayrıca yine safer ayında (ve her zaman) her gün mutlaka günde 100 kere salâvat getirmek lazımdır. salâvat çok bela ve musibetleri çevirir, dünya ve Ahirette kurtuluşuna sebep olur. En EFDÂL Salâvat'ı Şerife: "ELLAHÜMME sâlli âla seyyidina Muhammedin ve ve âla âlihi ve sahbihi efdâle salevatike ve adade me'lumatike ve bârik ve sellim"
ALLAH'u Teâlâ'yı devamlı zikretmek lazımdır. Zira ALLAH'u Teâlâ'yı zikretmek en büyük ibadettir, belaları musibetleri çevirir. En efdal zikir "LA İLAHE İLLALLAH" dır.
Enes bin Mâlik'e RA Peygamberimizin SAV öğrettiği çok tesirli bir dua:
Bu duayı sabah (mümkünse güneş doğmadan) 3 kere ve akşam güneş battıktan hemen sonra okuyan, korkmaya tek layık olan yalnız ALLAH'tan C.C. korksun . Başta zalim devlet başkanı , şeytan, cin ve insanların şerrinden, büyü ve efsunlardan hiçbiri ALLAH'ın C.C. izniyle hiçbir şekilde zarar veremez. Hz Osman'dan RA bildirildiğine göre ani belalardanda korunur. Ayrıca Zehir verilse tesir etmez ALLAH'ın izniyle(hergün okumak lazımdır):
"Bismillahillezi Lâ Yedurrü meâs mihi şey-ün fil-erdi ve lâ fissemai ve hüves semiül âliym"
KUŞLUK NAMAZI VE KORUNMA (iki,dört,altı,sekiz yada oniki rekât kılınabilir):
-"Her gün, sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbih bir sadakadır. Her tahmîd bir sadakadır, her bir tehlîl bir sadakadır. Emr-i bi'l-ma'ruf bir sadakadır. Nehy-i ani'l-münker de bir sadakadır. Bütün bunlara, kişinin kuşlukta kılacağı iki rek'at namaz kâfi gelir." Hadis-i Şerif / Müslim, Müsâfirîn 84, (720); Ebu Dâvud, Salât 301, (1286).
-"İnsanda üçyüz küsur mafsal vardır. Her bir maf sal için bir sadakada bulunması gerekir. Mescidde toprağa gömeceği bir balgam, yoldan bertaraf edeceği, bir engel... Bunları bulamazsa, kuşluk vakti kılacağı iki rek'at namaz!" Hadis-i Şerif / Ebu Dâvud, Edeb 172; (5242).
-ALLAH Teâlâ hazretleri buyurdu ki: "Ey Ademoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek'at namaz kıl, ben de sana günün sonunu garantileyeyim. '' Hadis-i Şerif / Tirmizî, Salât 346, (475).
-"Kim kuşluğun bir çift (namaz)ına devam ederse, deniz köpüğü kadar çok da olsa, ALLAH günahlarını affeder." Hadis-i Şerif / Tirmizî, Salât 346, (476). (Sadaka Cehennem ateşine perdedir.)



Çok önemli not: Safer ayında inen belalardan ve musibetlerden korunmak için daha fazla tesbihat için aşağıdaki link'i tıklayınız. Bu sayfada yazanları dikkatle okuyun,amel edin. Ailenize, sevdiklerinize ve çevrenizdekilere okutun!

29 Ocak 2009 Perşembe

YİNE ÜLSER YİNE HASTANEDE GEÇEN BİR GECE

Bu gün sabahtan başlayan hafif ağrıyla gezmeye giden selda hanım akşama kayınvalidesi hastanede olduğundan babasına bakma sırası kendisinde olduğu ve babacık ben kimseyi rahatsız etmek istemiyorum kaprisleri:) yüzünden evlerine gelmeyince o babacığa gider.Uykudan önce yarım şişe şurubu dikleyip hafif kafa yatar saat 4 e kadar idare eder sancıyla uyanır hastanenin yolu tutulur sabah 8 de kolları iğnelerden süzgeç gibi eve gelir haaa birde 3 röntgen filminin ikisinde röntgencinin tüm ikazlarına rağmen kolyesiyle poz verir :)ama süper çıkmış kolye ciğerler tertemiz maşallah .selda hanım bu yazıyı yazarken çektiği ağrı için sizlerden dua istemektedir eşi maraş yollarına çıkmaktadır onsuz hastanenin tadı çıkmaz :)rabbim düşürmesin sahibsiz bırakmasın merak etmeyin şurubun diğer yarısı bitirilip uykuya gitmek üzredir herkese iyi geceler :)

27 Ocak 2009 Salı

Annecik kermeste sürpriiiizzz:)

Evet annem kermese geldi ben arka imalatı temizliyordum sırıtmaaaa dedim .:)öptüm hasretleeeee canımdır o benim kıyamaz emanetine en kıymetlisine bazen nhr dediği gibi büyük cadı formuna giriyor gerçi kayınvalidemden gördüğüm kadarıyla onlar küçülüyor biz büyüyoruz bizden annelik istiyorlar biz bu rol değişimini kabuledebilene dek biraz çatışmalar sürtüşmeler oluyor bu hafta yorgunluk yoktu insanlarla çok ilginç deneyimler yaşadım en büyük olanı aslında çok büyük önyargılarım olduğu çoğu gördüğüm insana karşı hep biraz gardımı alıp yanaştığım güvensizliğimin biraz paranoya formuna girdiğini apaçık görmemi sağladı ,meseleler olduğu anda çözüme ulaşıyormuş uzatmanın kinleşmesinin alemi yokmuş galiba yaşlanıyorum hayıııııııııır ben yaşlanmıycam yaşalıyorum :)bu arada kayınvalidemle bir küçük kırgınlık oldu sanırım küçük evlendiğimden ben çizgiler koymadım oda hani çocuklar büyümezya annelerin gözünde hep sınırsızlıkta devam etti ben tepki gösterdiğimdede iki tarfta kırıldı ama hasta olduğundan ışın tedavisinde ben kıyamam kermes boyunca kendini yormasın diye herkes uğraştı ama o alışmış büyük ailenin sorumlusu bunu başkası yapamaz gibi kabullenmiş tahtını aldılar telaşında gibiydi ama sorun kimse ona kıyamazken onun bunu bilmemesi gönlünü almaya çalışsakta eminim kırgındır en az bizim kadar ama biz annemi çok seviyorz o bizim büyüğümüz onun olamdığı zamnaları bile düşünmek zor neşeli becerikli hatun iyiki varsın herşeye rağmen beni sevip sevmediğini hiç çözemesemde ben seni seviyorum kendi annemden konu nasıl kayınvalideme geldi pessss:)herkese sevgiler

26 Ocak 2009 Pazartesi

BEN MAKBUZUMU İSTERİM :)

Sonunda dün akşam kermesimiz bitti .Dükkanı temizledik malzemeleri topladık bugün öğle sonu açılan başka bir kermese aktardık sonuçta amaç filistine yardım aynı olduğundan farkeden bir şey yok diye düşündük rabbim herkesin yaptığı hayrı kabul eylesin daha güzel hayırlarda birleşmeyi nasip etsin inşallah bu gün şükran ve ailenin bir çok üyesi hastaydı ,bukadar hızlı yapılan ve 1 haftadır evlerin hepsi yaktaydı herkes tuhaf bir bayram sonu kırgınlığı yaşamakta yarın toplanıla miktar bankaya yatırılıcak dekontda dükkanın camına yapıştırılıcak insanların gönlü rahat etsin miktar onlar için çok küçük ama biz rabbimin bunu bereketlendireceğini biliyoruz inşallah .dekont demişken bu gün bir hanım yaşlıca apartmandan girmek üzereydim kermesin nerde olduğunu sordu amcama oda bittiğini söyledi bende yardım yapmayı düşünüyordum dedi ama makbuz istiyorum dedi ben bunu tuhaf buldum ve biraz sinirlendim allah için yaptığının makbuza ne ihtiyacı ve a kadın siz başka bir kuruma gidin bize vermeyin lütfen dedim vildanda benim arkamdaydı şimdi 5 kardeşli bi makbuz vercem ben sana dedi yarı kızgın yarı cidddi orada çocuklar aç,orada benim kardeşlerim evsiz yemeksiz ,eşsiz,çocuksuz ailesiz ne makbuzu be kadın şuurunmu kapandı bende dedimki makbuzu ahirette verecekler sen başkasına ver seni ifşa edip gururunu okşayıp gösteri yapabilceğin dünyada karşılğını kabaran gurur ve egonla alacağın biryere götür.Neyse bunuda görmekte vardır bir hayır 300 tl yi hiçbirşey almada kasaya koyan amcamız,100 tl e bir sacüstü alan hacı amcamız makbuzunuz hazır rabbimiz size cenneti vaad ediyor.Bir hurmayla ruhunu arındır diyen peygemberimize nasıl yaresulallah denilince 2 hurman varsa birini sadaka ver 1 varsa yarım ver sadaka ruhunu arındırır buyuruyor .inşallah verdiğiniz binlerce hurmanın hürmetine peygamberimize komşu eylesin rabbim .Bugün ayrıca havzadan teyzelerim misafir geldi anneme kahvaltıya kezine teyze insanın ruhunu okşar bir haldeydi ona bak konuşmasını dinle rabbine yaklaş ,çok iyi bir hanım tam bir müslüman hanımefendisi onunda benim evime yakın bir evi var eşinin işinden dolayı gelemiyor sana komşu olmayı çok isterdim dedi ben keşkeeeeeee dedim çat kapı gidebileceğim bir insanım olsun asla yapamıyacağım birşeydir anneme bile :(ben sorunluyum :)bugün 2gündür düşündüğüm iş konusunu konuştuk çalışmam için herkes destek araştırıyorum bakalım eğer çok birşey gerkmezse hemen kolları sıvayıp başlıycam dükkan boş duruyor 2 ay deneme yapalım dedim gelişmeleri bildiririm herkese bol makbuzlu günler :)

24 Ocak 2009 Cumartesi

ilk defa mimlendim :)

çok hoş bir şey bu allah için sevdiğim bir arkadaşım tarafından mimlenmek ve ilk defa , konuda müthiş değişik geldi açar açmaz uyguladım arkadaşım saolasın.candan tarifler :)

1.) Yakınınızda bulunan ilk kitabı alın.
2.) 161. sayfayı açın.
3.) 5. cümleyi okuyun.
4. )Blok sayfasına yazın.
5. )En güzel cümle ve en güzel kitabı seçmeyin.Sadece yakınınızda olan ilk kitabı alın.
6.) 5 blog arkadaşınıza yollayın.
ceavaplarım
1-)Odamda kitap yoktu holdeki kitağlıkta üstte olan 2004 de aldığım okuduğum bir kitap bu çiziktirmişim :)hangilerini sevdiysem .Hergüne bir dua (Senai DEMİRCİ)
2-)161 açtım :)
3-)kendinle komşu eyle .
4-)blog sayfama yazıyoruuuum:)
5-)arkadaşlarımı mimledim
1-)http://nafi-hatipoglu.blogspot.com/ ümmügülsümüm kardeşlerin gülüüüüüü:)
2-)http://birkelebekolsam.blogspot.com/ blogların nuru:)
3-)http://haydimutfaga.blogspot.com/ yeni arkadaşım
4-)http://durubutik.blogspot.com/ yeni arkadaşım
5-)http://ebrucuhalide.blogspot.com/ hayranım yaptıklarına:)

23 Ocak 2009 Cuma

HARİKA BİR GÜNDÜÜÜÜÜÜÜÜÜ:)

Dükkana girer girmez herkes bir fasıl ,çığlık ve gözyaşı faslı ,birbirine sarılma çünkü çok güzel hazırlıklar vardı öğlen olmadan satıldı ve iki katı bereketiyle çevremizdeki tanıdklarımızdan gülen yüzler ve gözlerle geldi.Çok mutlu olduk hepimiz saat 8 den 20`´30 kadar ayakta çok hiç durmadan arı gibi bulaşık keşkek servisi ,baklava dağıtımı ,pilav tavuk servisi,ekmek paket yapmak, yer silmek :)kasada görev almak hanımlarla sohbet gibi birçoooooooook işi zevkle ve yoruldum demeden yaptık rabbim bitmesi gerekenleri hemen gönderdi sahiblerine bereketlenmesi gerekenleride arttırdıkça arttırdı evlerimize zor geldik satış olsa yarından yapmamız gereken pasta börek gibi görevlerimiz olmasa zor gelicek bi halimiz vardı birkere daha birbirine bağlı mutluluğu ve hüznü birleikte yaşayarak tat alan bir aile olduğumuz için şükrettim bu arada ilçemizin yerel gazeteleri geldiler bu fikrin annesi olarak şükranla ropörtaj yaptılar ana kraliçe dedik biz bu gün ona :)sonra akşam dükkana tv yi kurduk hadi seyredelim yok .tam kapatırken tvden yetkili 2 kişi geldi çekimler çok boş kalmış pasta börek var sizi yoksunuz yarın tekrar gelip çekim yapıcaklar akşam yayınlarız dediler ,bende dedimki yahu desenize bukadar zaman bekledik tv kurduk yok :)tamam yarın akşama söz dediler :)ay kamerayı görünce ana kraliçeyi attık öne ne görcez tabiki pasta börek krailçemiz allah ondan razı olsun şaka biryana bana ilk heyecanla aradıklarında ya bırakın işinizmi yok dedim şimdi unatınıyorum ama şeytan böyle işlerde biraz ağırlık veriyor bundan sonra böyle tekliflerde varım çok zevkli ama ailemle olsun gurbet kuşumada sakın üzülme diyorum seninlde böyle güzel olaylara imza atacağız diyorum o kendini biliyor pattaguuuuuuuunun annnesi :)ay çenem düştü amam napıyım çoktandır görmediğim arkadaşlarımı gördüm çok sevindim mutlu oldum neyse ben gidip yatırım pasta bitti yarın için soğumaya bıraktım yiyenlere şifa olsun.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Bana gelen mail çok hoş :)



Sufi'yi anlamak için aşkı anlamak lazım.
Aşkı anladığında Sufi'yi de anlarsın.

Sufi'yi anladığında da hayatı...

Bunun içinse Aşık değil aşk olmak lazım.

Sufizim bir dünyadır, bir dünya görüşü değil.
Sufizim bir aşkın bilgelik halidir ama aşkın bilgelik felsefesi değildir.
Teori anlatmaz sadece pratik ipuçları verir.
Sufi yüreğe yoğunlaşmıştır.
Aydınlanmaya -yürek -uyanıklığı denir

Gönül gözünün açılmasıdır.

Sufi'nin yolu aşığın yoludur.



Dört tane kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey
olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış
ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:

-Bu ateş aydınlatıcı bir şey!, demiş...

İkinci kelebek bununla yetinmeyerek daha fazla şey öğrenmek istemiş.
Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş… Demiş ki:

-Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey!

Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş, Biraz daha, biraz daha
yaklaşmış. Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş ve yanmış
kanatlarıyla geri dönmüş… Şöyle demiş:

-Ve bu ateş yakıcı bir şey!

Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş. Biraz yaklaşmış,
aydınlandığını görmüş. Biraz yaklaşmış, ısındığını hissetmiş. Biraz
daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş.

ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek "poff !" diye
ortadan kayboluvermiş...

Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş ama geri dönüp söyleyememiş…

Rahime öztürk'e teşekkürler

Çünkü o kaybolmuş ateş içinde ve bir şeyi, ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!


Aşk Olsun...

HADİS

Efendimiz Hz.Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki : Allah'ı anmanın dışında fazla konuşmayın. Çünkü Allah'ı hatıragetirmeden çok konuşmak kalbi katılaştırır. Allah'ın rahmetinden enuzak insan ise kalbi katı insandır. Tirmizi, Zühd 61 Ankebut.Net

hadisi şerif

Efendimiz Hz.Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki : Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüsetmeyin, haber koklamayın, rekabet etmeyin, hasedleşmeyin, birbirinizebuğzetmeyin... Buhari, Edeb 57 Ankebut.Net

20 Ocak 2009 Salı

Çalışmalar hız kazandı:)

Bu gün sabah davetiyeler için şükranın amacasını oğlu erhan abiye gittik saolsun davetiyeleri o üstlendi dükkan camları için ayrı büyük boy bastı el ilanları için küçük boy allah razı olsun hemm vaktini hem malzemesini verdi .Bizde tanıdığımız kurs arkadaşleımıza dükkanlara verdik arkadaşlarımıza ,apartmana komşularıma verdim ,yarın tüm ailenin küçük erkekleriyle çarşı pazar altını üstüne getirip bitireceğiz:)çok mutluyuz kardeşlerimiz için küçükte olsa bir şeyler yapabiliyor olmaktan yarın akşama komşularım zeytinyağlı dolma sarmak için bana gelecekler,ayrıca şükranın evinde tüma ailenin hanımları makarna kestiler, mantı yapıldı,dolma sarıldı ,kurabiyeler, pastalar börekler , paylaşıldı keşke o gün için etlerini toparladık buğdayını ve fırında ekmek yapılacak ,bide arkadaşlarımız sohbet gurubundaki hanımlara ilettiler onlarda yaptıklarını getirecekler ,hayırlısyla güzel geçmesini istiyoruz herkesten dua istiyorum bu arada evin işi hiiiiiiç bitmiyor üstüne kaymak bulaşık makinam bozuldu işin az biraz daha yap dediler:)olsun herşeyine şükür rabbim Allaha emanet olun.

18 Ocak 2009 Pazar

BEN LAFIMI SÖYLEDİM BEĞENEN ALSIN GİTSİN BEĞENMEYEN BIRAKIP KAÇSIN:(

sürekli eleştirilen insanın bir zaman sonra durup kimse beni sevmiyor bunalımına düşüp depresyona girmesi kadar doğal ne olabilirki arkandan sürekli konuşan bir büyüğüne nasıl saygı duyabilirsinki,elinden geleni yaptığın halde fil hafızası varsa onun yaptıklarına seninde verdiğin karşılıkları unutmuyor ve ısıtıp ısıtıp insanlara sunuyor ve senin toplumdaki yerini yerle bir ediyorsa sen nasıl susar ona saygılı olursun onu nasıl düşünüp baş tacı yapabilirsinki allah diyorum başka bir şey demiyorum seni çok seviyorum allahım seninde beni sevmeni isityorum o anlatan kişiye hiç bir duygu besleyemiyorum sana yalvarıyorum beni sev ve sevdir meleklerine iyi kullarına ,iyi dostlarım olsun seni hatırlatan yarı yolda bırakmayan kaldığımda elimden tutan her seferinde seni gördüğüm nurunu gördüğüm güzel yüzlü güzel gönüllü insanlar .Asla sürekli eleştirildiği çokda taktir edilmediği için böyle bir insan olmak istemiyorum rabbimden duam bana yapılanları yapmamak ama çokda mümkün değil ,sürekli gardını alıp hayatı yaşamak yorgun düşürüyor sonrada sende aynıyla karşılık veriyorsun ayna oluyorsun karşındakine ama ben kar agörüntüleri yansıtan bir ayna olmak istemiyorum .

ONLAR RABBİNE KAVUŞTU

seni çok seviyorum filistinli çocuk seni kendi oğlum kadar çok seviyorum seni düşünüp aklıma yüzün geldiği anda ağlamaya başlıyorum ve seni unutmak istemiyorum bu yüzden sen benim evladımsın rabbim seni cennet gülü eylesin inşallah.
Asıl sınavda olan sizleri seyreden bizleriz bence rabbimiz sizi incitmeden yanına alıyor ben bundan eminim yazıkki eli kolu bağlı oturup korku filmi gibi sizi syre dalıp yazık deyip geçenlere namazlarında sizleri unutanlara ,yemek yerken boğazı düğümlenmeyenlere , haberlerde sizlerden ses duyunca çok kötü olurum diye kanalı geçenlere yüreğim yumuşar diye korkanlara bırakın yumuşasın kalplerimiz merhamte edelimki merhamet olunanalım yoksa vay halimize nasıl hesap veririz nasıl cenneti umarız hadi gittik nasıl sizlerin yüzüne bakarız karşılaştığımız yerde ,anne evladından baba çoğundan kaçtığı ogün bizde sizdenmi kaçacağız yüzümüzün nur olması yaptığımız veya yapmadıklarımıza bağlı onlar için dua edersek sofralarımızı bir eksikle kurup bir eksiği satıp parasını ülkenizin kalkınması için yollarsak bir eksik kıyafet alıp rengine göre eşarp takmassak ,size kurşun gönderen israil mallarını boykot edersek onların ekonomosini çökertirde ülkesini çöle çevirirsek belki huzuru mahşerde yüzümüz olur.Belki bizi affedersiniz ailenizden bir kişiyi kaybetmeden bir ömrü tamam edemediniz ,düğün sofralrında bulşamadınız, çocuklarızın büydüğünüz hayal edemediniz ,benim oğlum kadar hakediyordunuz anneniz tarafından sevilmeyi,babanıza hasret kaldınız belki hiç olmadı hiç tatmadınız , hayatınızda gökyüzünün mavisini göremediniz havanız hep dumanlıydı ,ve bunlarda bizimde en az size kurşun ve bomba yağdıranlar kadar katkımız vardı her kurşuna ortağız aldıysak merketten bedenimizi güzelleştiren kozmetikleri ruhumuz çökmüşken bedenimize kim bakacak ahirette ,aldıysak yahudinin ürettiği herhangi bir malı bu kötülüklerin hepsine fazlasıyla ortağız özür bile dileycek yüzümüz yok affedin diyemeyiz kefen bile bulamazken siz .

17 Ocak 2009 Cumartesi

işte davetiyemiz

GIDA KERMESİMİZE BEKLİYORUZ
SANA KARDEŞİM DEDİM ACILARIMADA KARDEŞ OLURMUSUN?

Biz çocukların öldüğü yere gazze diyoruz
Artık dünyanın neresinde bir çocuk ölürse orası Gazze’dir. Bir bebek bir yaşına girerken ağzında emzik değil, kurşun taşıyorsa orası Gazze’dir.Bebeklerin uykulu gözleriyle annelerini ararken kor gibi yanan namluları emmeye başladıkları yerin adı Gazze’dir

FİLİSTİNLİ Müslüman kardeşlerimize bir nebze olsun yardım edebilmek acılarını az da olsa paylaşabilmek için gıda kermesimize bekliyoruz.23,24,25 OCAK 2009 Tarihlerinde tüm halkımız davetlidir .

Adres ; Belediyesi karşısı .

16 Ocak 2009 Cuma

Zaman Paradoksu...

George Carlin Amerika`da 70 ve 80 li yılların bir komedyeni idi. Biraz ağzı bozuk olarak bilinirdi. 11 Eylül den (9-11) ve karısının ölümünden sonra şöyle yazmıştı.

Tarih içinde zamanımızın paradoksunu şöyle sıralayabiliriz :

Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var; daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var.

Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz; daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz.

Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz; daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var.

Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz; daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var.

Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyoruz, çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz, çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyoruz, çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz.

Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz.

Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı öğrenemedik.

Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam katamadık. Aya gidip gelmeyi öğrendik, ama yeni komşumuzla karşılaşmak için caddenin karşısına geçmekte sorunumuz var. Dış Uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik. Daha büyük işler yaptık, ama daha iyi işler yapamadık.

Havayı temizledik, ama ruhumuzu kirlettik. Atoma hükmettik, ama önyargılarımıza edemedik. Daha çok yazıyoruz, ama daha az öğreniyoruz.

Daha çok plan yapıyoruz, daha az sonuca varıyoruz. Koşuşmayı öğrendik, ama beklemeyi öğrenemedik. Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha çok kopya çıkarmak için daha çok bilgisayarlar yapıyoruz, ama git gide daha az iletişim kuruyoruz.

Zaman artık, hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin; büyük adamlar ve küçük karakterlerin; yüksek kârlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır. Günümüz artık, iki maaşın girdiği ama boşanmaların daha çok olduğu, daha süslü evler, ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir. Bu günler, hızlı seyahatler, kullanılıp atılan çocuk bezleri, yok edilen ahlakî değerler, bir gecelik ilişkiler, obez bedenler ve neşelendirmekten sakinleştirmeye hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen hapların olduğu günlerdir.

Vitrinlerde her şeyin sergilendiği, ama depolarda hiçbir şeyin olmadığı bir zamandayız.

Öyle bir zaman ki teknoloji bu mektubu size getirebilir, siz bu içselliği ya paylaşmayı, ya da sil tuşuna basmayı seçebilirsiniz.

Yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anların sayısıyla ölçülür. Paylaşmak özel ve güzeldir, yaşamı paylaşmak, özel gün ve anları paylaşmak, değer verip değerinizi bilen birileri olduğunu bilmek, onunla paylaşmak ne kadar lüks artık. Onu bulmak ve kaybetmemek, dostluğu, sevgiyi, hüznü paylaşmak, ne güzeldir tüm bunların tarihe karıştığı bir dönemde elde etmek ve yaşamak...



..::sH@DoW::..

GAZZEDEKİ MÜSLÜMANLARA TELEFONLA DESTEK OLALALIM

Geçtiğimiz Günlerde Mustafa İslamoğlu Hilal Tv'de Vahyin Penceresi-Gazze Özel Programında Yaptığı Çağrıda Gazze'li Kardeşlerimizi Aramak İçin Verdiği Numara İle Yeni Bir Kampanya Başlatmış Oldu. Verdiği 8 Haneli Numaradan Sonra Çevirilecek Rastgele 5 Numara İle Gazze'de Yaşayan Herhangi Birisine Ulaşılabileceğini Belirten İslamoğlu, "Arapça Veya İngilizce Bilmiyorsanız Dahi İnsani Diliniz İle Ağlayarakta Onların Yanında Olduğunuzu Gösterebilirsiniz" Dedi. Türkiye'deki Müslümanlar Tarafından Aranan Gazze'liler Gelen Telefonlara Karşı Sevinç Ve Teşekkürle Cevap Verdiler.Telefon Kampanyası Hızla Yayılırken Sadece Türkiye'de Değil Diğer İslam Ülkelerindede Aynı Kampanyanın Başlatıldığı Belirtiliyor. Gazze'yi Aramak İçin Ne Yapmalıyız? 00970828***** Noktalı yerlere tesadüfen ekleyeceğiniz 5 numara ile karşınıza Gazze'li kardeşlerimiz çıkacak.Arapça Veya ingilizce Bilmiyorsanız Gazze'lilere Söyleyebileceğiniz Birkaç cümle şunlar: Hel hünâ gazze? Orası gazze mi? Hel ente filistin ev İsrail? Siz filistinli misiniz yada israilli? Nehnu Asifun cidden, Sizin için gerçekten üzülüyoruz Nehnu ned'u ileyküm kesîran Sizin için çokca dua ediyoruz La e'rifu arabiyyün Ben arapça bilmiyorum Ene türkiyyün Ben türküm ALLAHu hezzemel israil Allah israili hezimete uğratacak Lanetallâhi alel israil Allah'ın laneti israil üzerine olsun İnşâALLAHu gahhara israil İnşâalah israili kahretsin Nehnü acizun Biz aciziz Entüm şehidün Siz şehitsiniz ALLAHu yensurukum Allah size yardımın etsin İnnALLAHe meassâbirîn Allah sabredenlerle beraberdir. www.eminesenlikoglu.org eminesenlikoglu@eminesenlikoglu.org

STRES TEDAVİSİ MÜMİN OLMAKTAN GEÇER

Müminde Stres Olmaz' diyordu bir Psikiyatr.
Cümleyi çok iddiali buldu.
Hz Kur'an Kıssalarına eğildikçe,insanin yasayabilecegi bütün sıkıntıları Nebi ve Rasüllerin yaşadığını gördü. Onlar bütün belâlara ragmen ilahi huzuru yakalamislardi.

Hz Kur'an'a bir de bu gözle bakmaliııydı.Kıssalara göz gezdirdi,çekilen eziyetlere işaretler koydu:

Yusuf (a.s.)
Kardeşlerinin hasedi sonucu kuyuya atılmış,
esir pazarlarinda satılmış,iftiraya ugramış,hapıslerde yıllanmış,babasına-kardeşine hasret kalmış ama yılmamıştı.

Ümidin,tevekkülün ödülü olarak Mısır'a sultan oldu.
'Derdim çok' diyen hangi insan Yusuf (a.s.) kadar belâ çekmiş olabilirdi...?

Yakup (a.s)
40 sene evlat hasretiyle kavrulmuş,ağlamaktan kör olmuş,ümit kesmeden Rabbine yönelmiş,hem gözleri açılmış,hem de evladına kavuşmuştu.

İsa (a.s.)
En yakın talebelerinden biri tarafindan arkadan vuruluyor,ihanete uğruyordu.

Zekeriyya (a.s.)
Kavmi tarafindan öldürülmek üzere kovalanmış,bir ağaç kovuguna sığınmış ama testere ile biçilmekten kurtulamamıştı.Testere ile bedeni biçilen Zekeriyya (a.s.) dan çikan tek ses:
'Huuuu,Huuuu,Huuuu' idi.

Nuh (a.s.)'a öz oğlu bile iman etmemişti...!!!

Lut (a.s.)
Tebliğinde yalnız kalırken,fitne grupları ile işbirliği yapan; ayni yatağı paylaştığı karısıydı...!!!

Meryem validemiz
Tertemiz bir genç kızken iffetine dil uzatılıyordu.İftira ve hakarete uĞrayan Hz.Meryem,
sırlı bir Rasüle anne;gelecek nesillere örnek-mucize bir hanım oluyordu. Kadından Rasül-Nebi yoktu ama Allah (c.c.) Meryem'e Cebrail'ini yolluyor,vahiy Meryem'den doğuyordu...!

Eyyub (a.s.)
Deve- koyun sürüleri sahibi iken ağır bir illetle yatağa düşüyor tüm servetini yitiriyordu.
Etrafında kimse kalmamış,dışlanmış,insanlar iniltilerinden rahatsiz olmamak için Onu karısı ile bir tepe üzerinde yalnız konaklamaya mecbur etmisti.Sabrının ödülü olarak şifa bulan,
70'inden sonra delikanlı gibi ayağa kalkan da yine Eyyub (a.s.) dı...

Musa (a.s.)
Kavmi ile birlikte uzun bir sürgün yaşamıştı.Mutluluklari için çırpındığı kavmi mucizeye şahit oldugu halde iman etmiyor,en zor anlarda Musa'yı (a.s.) yalnız bırakıyordu.


Kainatin Efendisi Hz.MUHAMMED( s.a.v):
Doğmadan önce babadan yetim,
altı yaşında, hem de bir yolculukta anneden öksüz kalmış 8 yaşında dedesini kaybetmiş, tebliğinin ilk yillarında karısı Hz Hatice Validemiz ve amcasının ölümleriyle sarsılmıştı.

Kendi kavmince hakaret-aşağılama- ambargo-dışlanma-taciz edilme vb sıkıntıları çekmekle kalmayıp memleketinden ayrılmak durumunda kalan da O (s.a.v.) idi.

Ömrü savaşlarla geçmiş,buğday bir yana arpa ekmeğine karni doymamişti.
'Ahh Mekke' dediği çok olurdu. Rasül (s.a.v.) gurbette yasamış,gurbete defnedilmişti.

Simdi biz bütün bunlardan sonra halâ
'Moralim bozuk,hayattan zevk almıyorum, stresteyim' mi diyoruz...?

Pes yani!..

Hz Kur'an gibi kitabınız,o kitapta onlarca Rasül ve Nebiniz,
Kainat Güneşi gibi Önderiniz olacak da stresteyim diyeceğiz öyle mi...?
Yakışıyor mu bize...?

Kıssaları yeniden okuyun!...

Tarih okur gibi değil,kendinizi Rasül-Nebilerin yerine koyarak,sahnede başrol oynadığınızı düşünerek,olayların içine girerek okuyun.

Göreceksiniz ne stres kalacak,ne de sıkıntı...

Sabrin,tevekkülün,teslimiyetin eminliği ile huzur müjdesi alacaksınız.

Niye mi bu kadar iddialıyım?

Ben değil,böyle olacağını Hz Allah söylüyor:

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan,canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz.(Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele !

O sabredenler, kendilerine bir belâ geldigi zaman: 'Biz Allah'in kullarıyız ve biz O'na döneceğiz' derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
Bakara-155-157

15 Ocak 2009 Perşembe

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

Günah işleyen, önce Allahü teâlânın
sonra da insanların sevgisini kaybeder.



İki kimse, Allah için birbirini severken,
sonra aralarındaki muhabbet zail olmuşsa,
bu ikisinden birinin işlediği günahtan dolayıdır. [Buhari]


İşin başı Allahü teâlâyı sevip günahlardan kaçmaktır.

Allahü teâlâ bir kimseyi severse, iyilere de onu sevdirir.

Allahın sevmediği kimselerden iyiler nefret eder.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

Allahü teâlâ, bir kulunu sevince,
o kulun sevgisini meleklerin kalbine yerleştirir.
[Melekler de onu sever.] Eğer Allahü teâlâ, o kula buğzederse, o buğzu
meleklerin kalbine de yerleştirir. [Melekler de o kimseye buğzeder.]
Allahü teâlâ o sevgi ve buğzu insanların kalbine de yerleştirir.)
[Ebu Nuaym]


Dünyada Allahü teâlâdan korkup haramlardan kaçan
ve ibadetleri yapan kimse için,
ahirette korkacak sıkıntı kalmaz.

Dünyada korkmayan ahirette çok sıkıntılara maruz kalır.

Hadis-i kudside buyuruldu ki:

Bir kuluma iki korku, iki eminlik vermem.
Eğer dünyada benden emin olursa, ahirette korkar.
Dünyada korkarsa, ahirette emin olur.)
[Ebu Nuaym]

Yeni gelişmeler varrrrrrrr:)

Biraz önce bir telefon geldi tülay dı arayan biryere misafirliğe gittik çok güzel bir evdi ev sahibine burda boş daireler varmı çok geniş ve güzel dedim oda ewet daha genişleri var kira düşük demiş yarın bakmaya gideceğim ama merkezi bir yer olmasaydı daha iyi olurdu bakalım belki arka tarafları ferah bahçelik alanlardır yarın akraba günümüz var ordan gelirken yada giderken bakmayı düşündük tülayla ve onun adına da sevindim eskiyen dolaplarını değiştiriyor akşam dolapları gelmiş canım benim biraz yorulcak ama ona layık bir mutfağa kavuşacak eh bizde yardım ederiz bir anda toparlanır zaten kendisi becerikli dileyen dua eden herkese tertemiz güzel yaşamlar diliyorum rabbimden benim çevremde güzellikleri hak eden çok insan var sofraları açık kapıları açık gönülleri allah'la dolu seviyorum onları gecenin şu saatinde beni düşündükleri için düşündürdüğü için de rabbimi çok seviyorum.

BU GÜZEL GÖZLÜNÜN ANNESİ İYİKİ DOĞDUN


SENİ ÇOK SEVİYORUM CANIM KARDEŞİM ÜMMÜLGÜLSÜM'ÜM :)Yarın sabahtan evde olamıycam bu yüzden ve ilk kutlamak istedim seni çok seviyorum iyiki varsın ve iyiki kardeşimizle evlisin yeni yaşın hayırlar ve güzel günler getirsin mutlu bir yaşam senin ve ailenin olsun sevgiler:)

filistin için sms



FİLİSTİNE DESTEK OLALIM....
LÜTFEN BLOGLARINIZDA YAYINLAYIN....
FİLİSTİN İÇİN ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMİYOR Kİ DİYENLER;İŞTE YAPABİLECEKLERİMİZ
Dostlarınızı 5777'ye SMS atmaya teşvik ederek sizde bu iyilik zincirine katılabilirsiniz.
1 SMS ile yoksul bir ailenin sofrasına 1 kilo peynir ile misafir olabilirsiniz.
4 SMS ile fakir bir öğrencinin ayağına ayakkabı giydirebilirsiniz.
10 SMS ile bütün mutfak alışverişlerini yaparak bir anneyi güldürebilirsiniz.
50 SMS ile bir evin kirası verilebilebilir.candan tariflere teşekkürler:)

organize olmak lazım

ewet yaklaşan kermes için fikirler uçuyor kafamda şekillenmeler var ve birde ne yapsam kafamdan çıkaramadığım taşınma meselesi en iyisi toparladığım kolilerden başlamalı kullanmadıklarımızı düzenleyip son dakikaya kadar iyi düşünüp bunalmamalı ,önce okunmayan kitaplardan başalyıp kileri paket yapabilrim aşağı indirdiğim zaman elimin altında kalabalıkta yapmazlar aslında küçük bir oda bulsam fena olmazdı en azından bahçeye bir oda yapılabilir kulanmadıklarım bağ evi için saklıyorum zaten gideceğim evi ona göre seçerim rahat olur büyük olması gerekmez ozaman nereye olsa sığabiliriz yazarken aklım daha iyi çalışıyor bak şimdi geldi aklıma bu fikir iyi olur :)ewet 3 ay sonra selda ve ailesi uçar zaten bir evde 3 senden fazla kalırsam ölürüm genel temizlik dipköşe için taşınmam lazım :)temiz kadının hali başkadır canııııııım bu sefer aradığım evin şartları ferah üst kat birbirnine yakın olmayan bir apartmanda mümkünse tek dairelik bir apartman olsun kalorifer asansör yakıtı uygun ve iyi ısınan bu konuda sabıkalı bir eve bir daha girmek istemem güzel güneş alsın güneş olmazsa selda mutsuz olur ısınmazsa olmaz çünkü çok üşüyen bir tip oldum 3 4 yıldır bundan önce kışın bile çorap giyemeyen biriydim onların acısı çıkıyor diyor elti kuşlar yada yaşlanıyorumdur yada kansız olmamla alakalıdır:)efendim gelelim kermese daldan dala oldu ama aklıma ne gelirse onu yazıyorum napıyımönce yarın makarna erişte kesilecek yengem ve halam ekmek yapıcaklarmış o günlerde bağdaki fırında ,bizler toplanıp dolma sarıp pişircez keşkek oucakmış,elti kuş şükran yeniyeni tarifler geliştiriyor tek porsiyon kafa çalışıyor hatunun zaten fikirde ondan çıktı maşallah subhanallah ,tüm aile elinden gelenleri yapmak için çaba gösteriyor rabbim emeklerimizi boşa çıkarmasın inşallah katılım olur arkadaşalarımız ve komşularımda çok sevindiler sizlerde yaparmısınız dediğimde nedemek en güzel yapabildiğimiz pasta börekleri yaparız dediler saolsunlar arkadaşım derya sohbet gurubundaki arkadaşlarında haber vericek herkes herkese söylüyor ve büyüyor dalga halinde .

GIDA KERMESİ İÇİN FİKİRLERİNİZ BEKLİYORUM

Beni okuyan herkesten gıda kermesi için tek sunumluk ikramlık tarifleri bekliyorum yerdımcı olursanız sevinirim bizlere dua edin kermesimiz için start aldık 23 ,24 ,25 inde inşallah gıda satışı yapılacak ve yardım derneklerine yollanacak inşallah çok ve bereketli bir şeyler yapmak nasip olur sevgilerimle

14 Ocak 2009 Çarşamba

Bu gün

sabah kalktım öğlene kadar işleri bitirdim yemeği hazırladım akşama hazır olsun diye deryayla elti kuşa gidecektik hazırlandım çıkarken annem aklıma geldi aramadan çıkmayım dedim aradım yine soğuktu konuşması gönlünü almaya çalıştıkça konuşmalrını açtı ve o günkü konuşmalara döndü benim söylediğim bir lafı yanlış anlamış hemde nasıl yanlış anlamış hayatımda ilk gibi birşey yemin ettim inanmadı gibi konuştu çok kırılmıştım amam annem olduğundan yinede gönlünü almak istemiştim paramparça oldum ısrarla söylemediğim birşeyi kendi anladığı gibi söyledi tamam anne dedim yinede özür dilerim amam söylemedim rabbim yanında yüzüm aydınlık olsun da varsın annem beni kötü bilsin bana vermiş olduklarından pişmanlığını dile getirmişti onlarıda iade etmeyi düşünüyorum dünya malı dünyada herkesin kendi kazancı kendine insanoğlu yaşlandıkça mal hırsı ve dünya sevgisi büyürmüş rabbim hepimizi affetsin tamam anne görüşürüz inşallah dedim kapadım yarın aldığı birkaç şeyi iade edip evden ayrılacağımı isterse vermiş olduklarını iade edebileceğimi söyliycemçok kırıldım anne olmam 30 yaşı aşmış olmak bir eşin hanımı olmak birazcık saygı duyulmayı gerektirmezmiydi dünyada saygı duyulmamak ve sevgisizlik kadar yaralayan can yakan olamaz keşke kış olmasaydı hemen çıkardım kendimize göre bir yer bulurduk ya çok zor sürekli taşınmak yeni insanlar huyunu suyunu anlayana kadara zor birde insanları kırmamak ve rahatsız etmemek için uğraşırım fazla kimseye gidemem rahatsız olurlar diye bu yüzden soğuk ve kendini beğenmiş gibi görebilinme ihtimalim var ev kuşuyumdur kimseye gitmediğimden ailem dışında fazla çevrede yapmam .yineyine yeniden ev paketle ev ara bütçene uysun rahat olsun geniş olsun olsunda olsun:)hayırlısı hiç bişey istemiyor canım derleşmek istedim içimi döküp rahatlamak azıcık midemde ağrı başaldı ama kestiremiyorum reflümü ,ülsermi?gece sonuda hastanede sabahlamak olmasında neyse ben gidip ilacımı alayımda bi rahat uyku uyuyayım rabbim tüm müslümanlara hayırlar versin rahat uyumaya utanmdan uykudan bahsediyorum kardeşlerimiz canlarının ,evlatlarının derdindeler benim derdime bak hep bu şeytanın işleri beni dünyayla oyalamak .

13 Ocak 2009 Salı

Filistinli Çocuğun Vasiyeti

Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre`nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki!.. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin duman yada sis dediği karabulutların kaplamasından sonra, sen büyüyünce ne olacaksın diyenlere ben büyümeyeceğimki diyorum.



Annem birinci intifadada ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş. Büyük abim Abdullahın cesedi başında ağıtlar yakarken, bir kurşun da onun ayağına sıkmışlar, şimdi evden dışarı çıkamıyor ve hep ağlıyor. Abdullah abimden çok; daha onsekiz yaşında şehit olan Raşit abime ağlıyor... gizli gizli ağlıyor... içten içe ağlıyor... arasıra topluyor kendini ve gözlerini semaya dikip Mescid-i Aksa için feda olsun yavrum diyor. Babamı ben hiç görmedim, hapiste miymiş neymiş. Bir gece ansızın alıp götürmüşler... şu Filistinden daha küçük olan hapishaneler varmış, babam orda yatarmış.



Annemle ikimiz kaldığımızdan beri annem benimle çok ilgileniyor, yanından ayırmak istemiyor, Hanzalam deyip, durup durup tekrar sarılıyor. Komşu teyzelerle konuşurken duydum, o benim son parçam, gencecik fidanım; ona da birşey olursa ben yaşayamam diyordu.



Bizim burda gökyüzü, ben kendimi bildim bileli, simsiyah ve yanık yanık kokuyor. Ne vakit anne neden böyle desem sis, duman, iklim kötü diyordu. Ha son dönemde sıkça boom boom diye sesler duyuyordum, o sesler ne zaman ortaya çıksa annem telaşla Hanzalam Hanzalam diye sürünerek yanıma gelir, kulaklarımı kapar, üzerime kapanır, adeta üstüme etten duvar örerdi. Ben anne ne oluyor? desem, gökgürültüsü oğlum şimdi geçer diyordu. Bu masala ilk zamanlar çok inanmıştım... ama artık gerçekleri biliyorum. Mahmut israil sınırına gitmiş geçen ay dedesiyle; israil semaları masmaviymiş, hiç gökgürültüsü de yokmuş



Anne ben oynamaya gidiyorum dediğimde, sen büyüdükçe daha çok oynamaya başladın diyor. Hafifçe kızdığını farkediyorum, öpüyorum esmer yanaklarından ve koşuyorum kaderime. Annem bilmiyor ki; ben abim Abdullahın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp şeytan taşlamaya gidiyorum. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı!..



Mahalle maçları yapardık eskiden, şimdi mahalle mi kaldı ki mahalle maçı yapalım .Şu diğer adı enkaz olan Filistinde kaç çocuğun birinci adı şehit oldu biliyor musun; Şehit Mahmut, Şehit Vaad, Şehit Yasin, Şehit Raşid, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala...



Bundan sonrasını anneme okur musunuz? Malum o okuyamaz:



Annecim hakkını helal et... yüzbinlerce mazlum çocuk gibi, ben de böyle olmasını istemezdim... sana söyleyecektim, erken iyileşir diye bekledim... hemen geçer diye geciktim ama geçmedi... geçen gün şeytan taşlarken misket bombası attılar üzerimize... beni bir kurşun sıyırdı geçti, çok kanım aktı, eve zor attım kendimi... hani üşüyordum ya kaç gecedir; kansızlıktandı sanırım. En yakın hastane kaç şehir ötede anne... hastaneler mücahit abilerle dolu, hem seni perişan etmek istemedim, geçer dedim geçmedi anne.



Hep sabaha karşı abilerimi rüyamda görüyorum, bir gülümsüyorlar ki sorma gel, gel diyorlar... koşuyorum onlara doğru, altlarından ırmaklar akan yemyeşil çimenlerle örülüyor her yanım... sen de yanımda ol istiyorum; anne anne anne diye seni çağırırken, sen sesime uyanıp kaldırıyorsun beni o en güzel rüyadan.



Anneciğim benim vaktim azaldı... sana bir kaç vasiyetim olacak. Geçen arkadaşların ailesi yemiş zehirlenmişler. Komşulara okut, üzerinde U.N. yazan hiç bir paketten bişey yeme... ben sana bir süre yetecek İ.H.H yazan gıdalardan bıraktım; onlardan ye olur mu? Anne; içinde mücadele ve dua ayetlerini bol okuduğum Kelamullah`ı, Kur`an`a yeni geçen İbrahim`e verir misin? Ayakkabılarım Halilinkinden sağlam... onun ikisi de yırtık, benim teki yırtık, az yama yaparlar... o yahudi askerlerinden kaçamıyor; ayakkabılarımı halil`e ver olur mu? Beyaz kedim bulut`u benim yerime gökgürültülerinden sakla olur mu? Ona etten duvar ör...ha kulaklarını tıkamayı da unutma



Abdullah abimin sapanını yastığımın altına bırakıyorum... ola ki israil askerleri eve kadar gelir, onlara atarsın... taş ta var ocağın orda, kendi ellerimle sectim... onları kullan; iyi kavis alır onlar. Arkamdan ağlama desem de bilirim içten içe ağlarsın... hemde dört farklı şekilde ağlarsın... benim ağlama anam dediğim aklına gelir; döner birde bunun için ağlarsın... ağla anam, gökyümüz açılmıyor madem, için açılsın be anam ağla doyasıya...



Gülümsememek elde değil; benim neyim var ki vasiyet yazdım... aaa unutmadan; çamurdan uçağımı yeni doğan amcaoğlum Umuta verirsin... onun masmavi gözleri gökyüzüne daha çok benziyor.



Sen hep derdinya Allah iyileri erken alırmış yanına.



Arasıra yaramazım diye okşardınya beni; iyiliğime şahit olur musun anne?



Çocuklar günahsız olurmuş ama,



acılar beni çok büyüttü.



İçim dağ gibi anne,



içim dağ gibi anne,



Atamayacağım taşlar için, Filistin halkından ve Kudüs davasından affımı dilerim...

Said Ercan
www.kitapbilgisi.com

Anladım ben cezamı dünyadayken alıcam mail okuyarak haddimi bildirdin ALLAHım seni ve annemi çok seviyorum

1 yasinizdayken sizi elleriyle besledi ve yikadi.
Bütün gece aglayip
onu uyutmayarak tesekkür ettiniz...

2- yasinizdayken size yürümeyi ögretti.
Size seslendiginde odadan
kaçarak tesekkür ettiniz...

3- yasinizdayken size özenle yemekler hazirladi.
Tabaginizi masanin
altina dökerek tesekkür ettiniz...

4- yasinizdayken elinize rengârenk kalemler tutusturdu.
Evin bütün
duvarlarina resim yaparak tesekkür ettiniz...

5- yasinizdayken sizi cici kiyafetlerle süsledi.
Gördügünüz ilk çamur
birikintisine atlayarak tesekkür ettiniz... valla bu pek uymadı ben asla çamurla oynamaktan zevk almadım:)

6- yasinizdayken okula kadar sizinle yürüdü.
Sokaklarda "GiTMiYCEEEEEEM" diye aglayarak tesekkür ettiniz... yanımda yoktu köyde okudum hatta okulun yarısını dedemin koununda uyuyarak geçirdim çünkü kışın köy çooook soğuktu hayatımın en şımarık zamanıydı:)

7- yasinizdayken size bir top hediye etti.
Komsunun camini kirarak
tesekkür ettiniz... ewet ya bir kere öyle bir halt yemişliğim vardı:)

10- yasinizdayken dogum günü partilerinden dans derslerine kadar her
yere sizi arabayla götürdü.
Arabadan firlayip giderken arkaniza bile
bakmayarak tesekkür ettiniz... ay ewet bunlar değil ama mizacıma çok ters karete kurusna yazdırmıştı ay çok kötüydü kocaman bir çocuk vardı ve onunla karşılarşıay gelmemek için dua ederdim korkaktım işte daha ötesi yok bunun:)

11- yasinizdayken sizi arkadasinizla sinemaya götürdü.
"Sen bizimle
oturma" diyerek tesekkür ettiniz... valla hiiiç götürmedi ama şuanda çok sevmem sinemayı evimde seyrederim daha mutlu olurum ev kuşuyum ben severim evimi nasıl olsursa olsun .

12- yasinizdayken zararli TV programlarini seyretmenizi istemedi.
O evde degilken hepsini izleyerek tesekkür ettiniz...

15- yasinizdayken sizi sehirdisinda yaz kampina gönderdi.
Tek satir mektup yazmayarak tesekkür ettiniz... valla o sene nişanlandım dizinin dibindeydim :)
17- yasinizdayken arkadasinizla partiye gitmenize izin verdi.
Bir telefon bile etmeden sabaha karsi eve dönerek tesekkür ettiniz...ewet bu yaşta evliydim:)

19- yasinizdayken okul masraflarinizi karsiladi, sizi arabayla
kampusa götürdü ve esyalarinizi tasidi.
Arkadaslariniz alay etmesin
diye kampus kapisinda vedalasarak tesekkür ettiniz... anneydim oğluşumla uğraşıyordum hatta bir kardeşim olmuştu çok da güzeldi

21- yasinizdayken is hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek
istedi.
"Ben senin gibi olmayacagim" diyerek tesekkür ettiniz... ya o yaşlarda nedir ben asla olmıycam inadı şimdi tıpkısını aynısı bir anne olma yolundayım :)

24- yasinizdayken uzun süredir çiktiginiz arkasinizla tanismak
istedi.
"Zamanini ben bilirim" diye tersleyerek tesekkür ettiniz...

25- yasinizdayken dügün masraflarinizi karsiladi, sizin için hem
mutlu oldu hem çok duygulandi.
Siz uzak bir yere tasinarak
tesekkür ettiniz... ewet herşeyi yaptılar valla ama bizim istediğimiz gibi yaşıyacaksınız diyede direttiler hatta o kadar bunalmıştımki 30 yaş bunalımını 25 de yaşamıştım durup durup 25 yaşındayım nedemek 5 sene sonra 30 deyip abukabuk konuşmalar yapar olmuştum :)şunda çok rahatım o yüzden 30 normal bir yaşmış meğerse

30- yasinizdayken bebek bakimi hakkinda size akil vermek istedi.
"Artik bu ilkel yöntemleri birak" diyerek tesekkür ettiniz... valla çocuğumu kendim büyüttüm çok şükür:)

40- yasinizdayken sizi arayip bir akrabanizin dogum gününü
hatirlatti.
"Anne isim basimdan askin" diyerek tesekkür ettiniz... bu lafı söylerim aslında çok görüşememek üzer beni kendimi suçlarım hep yıllar ilerliyor ama çok görüşüncede ipleri hemen kapar benim anacık robot gibi olursun sonra kavga çıkmasından az iyidir gibi oluyor kaliteli zaman geçirmek duasıyla

50- yasinizdayken o çok hastalandi, hafta sonunda onu görmeye
gittiginizde mutlu oldu.
Ona yaslilarin çocuk gibi nazli oldugunu
söyleyerek tesekkür ettiniz... inşallah böyle şeyler olmasın

Derken, bir gün o öldü...
O güne kadar onun için yapmadiginiz ne
varsa, o anda kalbinize bir yildirim gibi düstü...
Ama iş işten gecti...rabbim bu acıyı yaşatmasın hayatım bomboş olur benim kimsem kalmaz sanki hayatta sankisi yanlış kalmaz SENİ ÇOK SEVİYORUM CANIM ANNEM gece bitsinde anneme gideyim rabbim beni affet bütün kardeşlerimizede yardım et.

12 Ocak 2009 Pazartesi

Gelen mail

Bana annem için bir mesaj oldu anneler herzaman doğrudur ben hatalıydım söyleme şeklim değişik isteklerimi küçük yaşımdan beri anlatmakta zorlanırım helede bana biri bağırdığı yada azıcık sert konuştuğu anda biterim hemen yelkenlerim düşer üzüntümden kırıldığımdan konuşmam bile ama yaşlandıkça bağırmaya ,ve kırıldığım kadar kırmaya başladım ve bunun için çokta fazla üzülmüyorum içim acısa bile çok özür dilemek gelmiyor önceden haklıda olsam özür dilerdim şimdi haksızda olsam aldırmıyor gibiyim ama sadece gibiyim hele karşıdaki anne olunca herşeye rağmen seni çok seviyorum canım annem pazar sabahı nafişim beni aradı ablacım seni dublex bir evde gördüm dedi ,güldük konuştuk öğleden sonra annemle kardeşim geldi ev yüzünden tartıştık annem hem tamir ettir otur diyor hem masraf yapma çık daha güzel bir evde yaşa diyor hani bu anlattığımı çözen varsa benide aydınlatsın çünkü ben sonuca varamadım komşularım çok iyi evim en üst kat çok geniş olmasada bize şu anda yetecek durumda 10 yıl götürür bizi ömür varsa okadar annem benim melektir ama hayatımdaki en ciddi tartışmaydı çok çözemedim ben onu çok üzdüm belki hayatta en çok dua ederek beklediği evladı olduğum için büyük beklentilerine beceremediğim yaşayamadığım bir hayatla karşılık verdim büyük hayal kırıklıkları yaşattım ona kazadan kurtulmam bile bir kötülük bence ona çok acılar çektirdim bazen keşkelerim bu yönde rabbim iyisini bilir ya neyse yarın özür dileme günü çok kızgındı giderken hala haklı olduğunu düşündüğünü biliyorum eminim gitttiğimdede kafama çakarcasına dediklerini tekrar edeceksin olsun hayatımda herzaman özgür olmak istedim eşimle evladımla bağımsız kimsenin bizi ezmesine izin vermeden tek inadım bu yönde devam edecek herkes yaptığı iyiliğihazmetsin yada başa kakmasın yadaaaaa yapmasın kimse zorla bir iş istemiyor insanı heveslendirip boğazına dizmeyin valla hımm birde anladımki hayllerini anneye bile söyleme hayallere mahkum kalıyorsun bu sözü severdim zaten ispatlandı :)ohhhhh çenede bir düştüki toplayana aşkolsun:))


ibretlik, muhtesem bir hikaye yi sizlerle paylasmak istedim.. kissadan hisse; hayata nasil bakarsak¨, öyle görürüz derler ya.. iste bu hikayede onu cok anlamli bir sekilde ifade ediyor ;)



YALAN SÖYLEYEN ANNE



Kücük bir kiz vardi. Kendini bildi bileli annesinin sefkatini hep yaninda hissetmisdi.. ondan duydugu sözler ne güzeldi.. Pamuk prensesden daha da güzel olduguna inanmisdi. Annesine göre nur yüzlü, badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman icin, ama ilk okula baslayinca isler degisdi...



Arkadaslari onun hic güzel olmadigini söylediler, hatta cirkin bulanlar bile vardi. Kücük kiz önceleri inanmadi onlara.. cünkü herkez birbirini kiskaniyorlardi. Fakat kücük kiz bir kac yil icinde gerceklerle yüzlesdi. Annesinin pamuga benzettigi yüzü cicek bozugu bir cilde sahipdi. Badem gözleri sasiydi.. vücududa bir selviyi andirmiyordu maalesef.. demek ki annesi onu aldatmisdi. Yillar yili cekinmeden yalan söylemisdi ona.. genc kizin anne sevgisi kisa sürede nefrete dönüsdü.. evlenme cagina gelmesine ragmen yüzüne bakan bile yoktu.. üstelik gözleride bütün tedavilere ragmen düzelmiyordu.



Bir gün genc kiz doktorlarin gizlice yaptiklari konusmalara kulak misafiri olmusdu istemeden. Kör olacagini duydugunda cilgina döndü. Annesi hala onu cocukluk yillarindaki ifadelerle seviyordu; nur yüzlüm, badem gözlüm..



Annesinin bu yalanlarina dayanamayip evi terketmeye karar verdi, fakat annesi uzak bir yerde is buldugunu söyleyerek ondan önce davrandi. Kazandigi paralari bir akrabasina gönderip, kizina bakmasini rica etti. Genc kiz bir süre sonra göremez oldu; karanlik dünyasiyla basbasaydi artik.. bu arada annesini hicde merak etmiyordu, yalanciydi annesi cünkü.. ölse bile bir kayip sayilmazdi.



Aradan bir süre gecti...



Bir gün doktorlar uygun bir cift gözün bulundugunu söylediler kiza.. Kiz ameliyat oldu. Ameliyat oldu olmasinada, ne degisecekti ki? Gözünü actiginda ayni cirkin yüzü görmeyecekmiydi.. fakat kör olmak zordu. Görebilirse en azindan hic kimseye yük olmazdi.. nihayet ameliyat bitti ve kizin gözlerindeki bantin acilma zamani geldi.. genc kiz aynaya baktiginda müthis bir ciglik atti.



Karsisinda bir dünya güzeli vardi sanki.. gercektende harika bir kizdi gördügü .. ne kadarda güzellesmisdi.. yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmusdu. Cok kemerli olan burnu da düzelmisdi. Kepce kulaklari bile normale dönüsmüsdü. Yaban otlarini andiran saclari dalga dalga olmusdu.



Genc kiz yanindaki doktora sevinle sarilarak söyle dedi ;

- sanki yeniden dünyaya geldim. Yüzümde hicbir cirkinlik kalmamis, estetik ameliyati siz mi yaptiniz??

Estetikk ameliyat mi, yoktuki öyle bir sey.. yasli doktor;

- böyle bir ameliyati yapmadik biz kizim, diye gülümsedi ve devam etti ; - annenin bagisladigi gözleri taktik sana, sen artik onun gözüyle bakiyorsun dünyaya ve kendini onun gözleriyle gördün..

HAYAT

Yine kırgınlıklarla dolu bir hafta geçiyor ve ben nasılsa geçip gidecek ama döktüğüm gözyaşları yanıma ve sağlıma sebeb olacak diye düşünüyorum hayatta insan ne ailesine nede başka insanlara muhtaç olmamalı canını yakıyorlar kendi ailesi bile derdin olur söylemezsen kızarlar,söylersen bişekilde aşağılarlar ve canının yanar,hayatını yakaldıkları herköşe başında burnundan getirirler sonrada seni mutlu edemedim ben diye kapıyı çarpar giderler elinden şeker hayali alınmış çocuk gibi kalakalırsın canım annem ben senden birşey istemedimki sen sıraladın ben bunu bunu yapıcam böle yapıcam ben ben ben bunda benim suçum ne sonrada yeter ben kaldıramıyorum ağır geldi diye bağırıp çağırıyorsun inşallah 2 ay sonra sana olan yüklüğüm azalacak değerli mülkünü sana iade edeceğiz gerçi burda kalmamızda senin olmasını istediğin birşeydi ama olsun şunu çok iyi anladık kim olursa olsun ipini eline geçiren çekiyo istediği yere gitmessen olay çıkıyor hayatın şu yarı yolunda daha da öğrenerek gidiyoruz .üzülerek ve öğrenerek ,ne olursa olsun filistinli biri kadarda acı çekmediğim kesin bu yüzden bencillik etmemeliyim dua bile etmiyorum kendime utanıyorum onları düşününce rabbim herkesin yardımcısı en yakın zamanda eltim şükranın düşündüğü gıda kermesini düzenlemeyi nasip etsin inşalllah dua edin bizlere onalrın yaşamalarına küçücük bir katkı için .sevgiler