19 Şubat 2009 Perşembe

osmanlı

Sabah kalkmayan avrattan,Söz dinlemeyen evlattan,Akşam eve gelmeyen babadan,Kişnemeyen attan...Hayır gelmez!!!

EV

Sabah annemleri sağlık ocağına bırakırken dua ettim allahım bana hayırlı olacak bir ev göstre diye normalde gelmem gerekn yol ağaç kesimi nedeniyle kapalıydı aaaaaaaa dedim sonra değiştirdim döndüm aşağı yola karşımda kocaman kiralık daire yazısı :) baktım tanıdık biride var apartmanda sonra geniş olarak düşündüm nasıl olur kira iyi genişlik idare eder yaşamım için gerekli güneş pek yok ışık evet ama güneş yok caddede bir yer hiç sevmediğim bir özellik şehir içinde olmazzz:)sonra annemle konuşurken söyledim sen bilirsin dedi sonra da sen ordan çıkma otur istediğin gibi yaptıralım tertemiz olsun dedi :)ben aynen bu şeklile girdim ağzım kulaklarımda kadın benim dengesizliğim yüzünden hasta olacak gerçi 32 sene olmadıysa olmaz demii sonuç mutfağım yapılacak evim istediğim gibi tertemiz bir hale gelecek inşallah öncesi ve sonrası yaparım merak edenler için önce fotoğrafları çekmem lazım oğlum çok istemiyor siz yine tartşırsınız sen üzülürsün diyor yok dedim ben arsız olacağım diye söz verdim kendime ve oğluma kırılgan olarak bu kadar sene yaşadım huy değiştirecem :)yani sonuç olarak duam annemle konuşmama sebeb oldu herkes için hayırlar diliyorum rabbimden bu gün sabahtan beri düşündüğüm kardeşim için dua istiyorum üzülmesini istemiyorum rabbimin ona hakettiği hayatı tüm hızıyla meleklerin kanadında getirmesini istiyorum nur ,sen kendini biliyorsun .seni seviyorum

Alışveriş zamanı

Sabah oğlumu okula bırakıp geldikten sonra ,anneannemi sağlık ocağına götürdüm onları bıraktım ben geri döndüm araba eşime lazım olur diye eşim sonra evlerine bıraktı tontonum üşütmüş zatürre olmuş geçen kış onu hala etkisi sürüyormuş 75 yaşında çok zor nefes alıyor en çok kuran okuyamadığına üzülüyor canım benim sizin başınıza belayım bu sene dedi ne belası dedim sen benim azmı kahrımı çektin tontonum nazlarıma katlanırdı üzülmemem için elinden geleni yapardı dedemle birlikte ve tabiki küçük teyzoşla sonra netten köşe koltuklara baktım oturma odamın değişmesi gerekiyor aslında tüm ev yavaş yavaş bizi terkediyor ben olanca arsızlığımla yapıştım bırakmayın beni diye :)yavaşyavaş acelesi yok rabbim herkese yardım etsin içinde bizede kimileri yeni evi nasıl kuracağız diye endişe eder ,kimileri eskileri yenileme derdinde,kimileri sağlık ,herkes birşeyle sınava tabii herkese kolaylıklar diliyorum .Şimdi pazara gitme vakti bayılırım pazar alışverişi yapmaya sadece hızlı olmak gerekiyormuş çünkü şeytan pazar yerlerini çok severmiş ilk kurulurken gelir kapanırken en son o çıkarmış bunu duymadan öncede hızlı olmaya çalışırdım şimdide acele acele ama doğru seçimler yapmaya çalışırım en güzeli rabbime dua edip çıkmak ALLAHIM aldatılmayı ve aldanmayı nasip etme helal ve bereketli alışveriş nasip amiiiiiiiiiin .

İYİ AVUKAT ADAMI İPTEN ALIR!.. KARAR İDAM..

Yer İngiltere. Birkaç yüzyıl öncesi.Adamın biri cinayetten içeri atılır. Bir avukat bulunur adama.İlk görüşmelerinde avukat "Merak etme seni kurtaracağım" der.Adam da avukata güvenir ve mahkemeye çıkar.Karar ise idamdır!..Adam doğal olarak avukatına kızar, köpürür. "Hani beni kurtaracaktın?" der.Avukat da "Sen merak etme. Bu daha bir şey değil. Temyiz var. Seni kurtaracağım" yanıtını verir.Dava temyize (karar düzeltmeye) gider. Ama, mahkemenin verdiği idam kararı bozulmaz, tersine onaylanır!Adam yine avukatına döner ve sorar:"Hani temyizde beni kurtaracaktın?" Avukat gayet sakin biçimde, "Dur daha, bu karar Avam Kamarası'nda oylanacak. Seni kurtaracağım" der.MECLİS DE ONAYLAR..Dava Avam Kamarası'na (Meclis'e) gider, ama orada da idam onaylanır!..Daha sonra Lordlar Kamarası ve Kraliçe de idamı onaylar, adam kurtulamaz.Kraliçenin onaylaması ile darağacı kurulur, adamı sandalyeye çıkarır, boynuna ipi geçirirler.Bu sırada avukatı ile göz göze gelen adamın öfkesi bakışlarına yansımıştır. Avukat ise hâlâ son derece sakindir.Gözleriyle işaret ederek, merak etmemesini, onu kurtaracağını anlatmaya çalışır.Adamın ise artık umudu kalmamıştır.Cellat gelir, adamın altındaki sandalyeyi iter ve talihsiz adam boynuna geçirilen ipte sallanmaya başlar.AVUKAT KOŞMAYA BAŞLAR..O sırada avukat, kalabalığı yararak darağacına doğru koşmaya başlar. Merakla ne yapacağını anlamaya çalışan celladı bir hamlede geçer, ipi keserek adamı kurtarır. Doğal olarak ortalık karışır, bu kez hem idam mahkûmu hem de avukatı yakalanır.Avukata bunu neden yaptığı sorulunca yanıtı şöyle olur:"Bu adam idam mahkûmuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi siz ilgilendirmez. Kanunda 'idam edilir'yazıyor. 'İdam edilerek ÖLDÜRÜLÜR' yazmıyor. İdam gerçekleşmiştir!.." Bu sözler üzerine adamı tekrar idam etmeye cesaret edemeyen yetkililer konuyu Kraliçe'ye iletirler. Kraliçe, zekâsından dolayı avukatı kutlar ve adamı affeder. Bu olaydan sonra, ilgili kanun maddesi değiştirilerek "İdam edilerek ÖLDÜRÜLÜR" biçiminde yeniden düzenlenir. Yazar Hulki Cevizoğlu