22 Mart 2009 Pazar

SICAK BİR AİLE YUVASI

İnsan¸ erkek ve kadın şeklinde iki ayrı cins ve çift olarak yaratılmıştır. 51/Zâriyât¸ 49. âyet-i kerîmesinde Allah her şeyi çift olarak yarattığından bahsetmektedir.

İnsan¸ erkek ve kadın şeklinde iki ayrı cins ve çift olarak yaratılmıştır. 51/Zâriyât¸ 49. âyet-i kerîmesinde Allah her şeyi çift olarak yarattığından bahsetmektedir. Dolayısıyla çift olmak¸ yaratılmışların zarûrî bir özelliğidir. Erkek ve dişiden ibaret olan insan¸ karşı cinsle olan beraberliğinin sonunda insanlığını tamamlar¸ aksi halde çiftin her biri tek başınadır¸ yalnızdır; âdetâ eksiktir. Ailenin ÖnemiSosyal anlamda aile¸ bir toplumu ayakta tutan son kaledir. Bir bina için sütun¸ bir doku için hücre¸ bir tarla için tohum ne ise¸ bir toplum için de aile odur. Ailenin birlik ve dirliği¸ tıpkı suyu oluşturan hidrojen ve oksijenin birliğine benzer. Eğer bu ikisini birleştikten sonra ayrıştırmaya kalkarsanız; biri yanıcı¸ diğeri yakıcı iki gaz elde edersiniz. Bu durumda ortada sudan eser kalmaz. Aile; tohumu sadakat¸ toprağı şahsiyet¸ suyu şefkat¸ güneşi muhabbet¸ bakıcısı fedakârlık ve ilgi olan bir ağaçtır. Biri eksik olursa¸ kurumaya yüz tutar. Ekonomik gerekçeli geçimsizlik ve boşanma vakalarının altında yatan gerçek neden¸ "ahlakî çözülmedir." Örnek ve mutlu ailelerin oluşturduğu evler cennetin¸ tersi ise cehennemin dünyadaki şubesi gibidirler. Sahici toplumsal dönüşüm ve değişim hamleleri sokaktan değil¸ "evlerden" başlar; o da evleri cennetin dünyadaki şubeleri haline getirmekle olur.Dolayısıyla İslâm'a göre aile; hem kişinin huzur bulduğu bir ortam¸ hem neslin devamı için bir vesîle¸ hem de kişiyi dince günah sayılan çeşitli kötülüklerden alıkoyan bir vasıtadır. Dünyada ailenin yerini tutacak başka¸ sıcak ve sevgi dolu bir topluluk yoktur. Aile fertlerinden eşler sevgi¸ çocuklar ve varsa büyükler ise hem kan ve hem sevgi bağları ile birbirlerine bağlıdır. Anne ve babanın birbirlerine ve çocuklarına olan sevgi ve bağlılıkları¸ kardeşler arasındaki sıcak ilişki¸ hiçbir şeyle değiştirilemeyecek kadar güzel ve kutsaldır. Çünkü aile içindeki sevgi yapmacık ve zoraki değildir. Günümüzde her şey tükeniyor¸ değersizleşiyor¸ eğilip bükülüyor. Değerler¸ inanışlar¸ kimlikler¸ kişilikler yok olurken dünyada bir dala ya da küçük bir kayaya tutunmaya çalışmak istiyoruz. Bu ayakta durmak¸ hayatta kalabilmek mücadelesidir. Bu mücadelede beraberliklerin önemi çok büyüktür. Bu yüzden aileyi öne çıkarmak ve ciddiye almak gerekmektedir. Aileyi ciddiye almak¸ hayatı ciddiye almak demektir. Çılgınca yaşanan hayat¸ insanı insan olmaktan çıkarıyor; bu durumda hayata bir amaç katmak ise¸ ancak insan olmakla mümkündür.Aile Kurumunun Devamını Sağlayan FaktörlerAile hayatının devamını sağlayan hususları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Eş seçiminde itina.
2. Evlilikte gönül rızası.
3. Eşlerin birbirinden hoşnut olması.
4. Evli çiftlerin eşini herkese tercih etmesi. Buna şöyle bir örnek verebiliriz: Halife Harun Reşid'in hanımı çok sıradan bir kadındı; ancak halife onu bütün güzel kadınlara tercih ederdi. Bunun nedeni sorulduğunda¸ halife bir gösteri düzenledi. Saray kadınlarını topladı ve sonra altın ve mücevherlerle dolu olan özel hazine odasının kapısını açtı. Kadınlara içeri girip istediklerini alabileceklerini söyledi. Hepsi koşup toplayabildikleri kadar altın ve mücevher toplarken¸ gözde eş hazine odasına girmemişti bile. Halife; "Sen niye kendin için bir şeyler almıyorsun?" diye sordu. Kadın şöyle cevap verdi: "Benim bütün istediğim sana hizmet etmek. Bütün ihtiyacım olan sensin. Sevdiğim sensin ve tek istediğim armağan senin hoşnutluğun." Halife maiyetindekilere döndü ve dedi ki: "Şimdi gördünüz mü niye bu kadını diğer kadınların hepsine tercih ediyorum? Onu iç güzelliğinden dolayı seviyorum ve onun her istediği benim için bir emirdir."14. Sevgi
5. Kişinin eşine ve çocuklarına karşı saygılı¸ anlayışlı ve şefkatli davranması.
6. Hoşgörülü ve iyimser olmak.
7. Ferâgat etmek ve fedakârlık yapmak: Aile¸ temelde iki kişinin anlaşıp bir araya gelerek oluşturduğu bir birliktir. Bu birlikte aile bireyleri üzerinde bir takım yükümlü­lük ve sorumluluklar düşmektedir. Bu yükümlülükleri yerine getirirken zaman zaman ortaya çıkan bazı sorunlar ancak karşılıklı fedakârlıklar sonucunda halledilebilir. Bu nedenle aile bireyleri arasında sevgi¸ saygı¸ sorumluluk ve fedakârlık duyguları kuvvetlendirilmeye çalışılmalı¸ bu yönde yayın ve eğitim etkinliklerine ağırlık verilmelidir. Yapılan fedakar­lığın karşılığının sadece maddi olarak düşünülmemesi¸ aynı zamanda ahirette Allah tarafından mükafatını göreceği inancı kişilere aşı­lanmalıdır. Böyle bir inanç özellikle gençlerin¸ ailedeki yaşlılara karşı olan saygı ve yardımlarının artmasına neden olacaktır.
8. Tutumlu olmak.
9. Birbirinin kıymetini bilmek¸ birbirini kırmamak ve yıpratmamak
10. Sabırlı olmak ve daha üstün bir hayata kavuşmaya gayret ederek bulunduğu haline razı olmak¸ şikayet etmemek.
11. Eşlerin birbirini suçlamak yerine¸ "Benim yanlışım nerede?" diyebilmesi.
12. Eşlerin birbirine kaşı her zaman açık ve dürüst davranması¸ sözleriyle de birbirlerini incitmemeleri.
13. Eşlerin anne-baba olarak çocukları için olumlu birer örnek olmaları.
14. Sorumluluk bilinci.
15. Helal gıda: Aileye haram lokma sokmamak esastır. Anne¸ baba ne kadar güç şartlarda olursa olsun¸ çocuklarını helal süt ve helal lokma ile büyütmeğe çalışır. Gıdasına haram karışan çocuklarda olumsuz ve ahlaksız davranışlar görülebileceğine inanılır.16. Çocuk sahibi olmak: Çocuk¸ anne-babaya Allah'ın bir lütfu kabul edilir ve "cennet meyvesi" olarak görülür. Ergenlik çağına erişemeden ölmüşse¸ âhirette anne ve babasına şefaatçi olacaktır. Gerek bedenî gerekse dinî yönden en iyi şekilde yetişmesi için çaba sarf edilir. Çünkü anne baba öldükten sonra amel defterlerinin kapanmamasına neden olan etkenlerden biri de çocuktur. Eğer anne baba geride iyi evlat bırakmışsa¸ onun yaptığı her iyi hareketten kendilerine mükâfat¸ kötü evlat bırakmışsa yine onun yaptığı her kötü hareketten de kendileri­ne ceza verilecektir.Aile Kurumunu Olumsuz Yönde Etkileyen FaktörlerAile bütünlüğünü bozan ve aile yapısını olumsuz yönde etkileyen faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1. İhtiras.
2. Kitle iletişim araçlarının olumsuz etkileri.
3. Kötü ve zararlı alışkanlıklar.
4. İnatçılık.
5. Bencillik.
6. Cimrilik ve savurganlık.
7. Kabalık ve merhametsizlik.
8. Somurtkanlık.
9. İkinci plana itilmek
10. Huy ve alışkanlık farklılığı
11. Sevgiden mahrum oluş.Aile Hayatında Kadının Kocasından BeklentileriKadının kocasından en önemli beklentisi¸ ilgi ve sıcaklıktır. Kadın¸ erkeğin ilgisi yanında sorumlu olmasını da ister. Eşinin erkekçe yüklenebileceği görevlerin şuurunda olmasını ister. Derdini¸ meselesini¸ sıkıntısını onunla paylaşmak ister. Paylaşılan şey¸ bir tek lokma bile olsa esirgenen milyonlardan daha değerlidir. O nedenle cimri erkek¸ hemen her kadın için sevimsizdir. Kadın karar ve sorumluluklarında kesin¸ yüreği ve sözü yumuşak erkeklerden hoşlanır. Kadın¸ gerçek güçlülük ile "güç gösterisi"ni çok iyi ayırt eder. Çocuğuna yahut eşine el kaldıran erkek¸ gücünden ve saygısından çok şey yitirir.Evlilik Hayatında Erkeğin Eşinden BeklentileriKadın; olduğu gibi değerli ve bizâtihî¸ olduğu gibi güzeldir. Güç gösterisi ya da güçlü olma çabası kadının kadınca yumuşaklığına ters düşer. Kadın yalnızca çocuklarının annesi değil¸ eşinin de en yakınıdır. Ne kadar olgun olursa olsun her erkeğin çocuksu bir tarafı vardır. Bu yön¸ sevilmek ve ilgi görmektir. Kadın günün her saatinde ve hayatının her döneminde kendi kendisine özen göstermeli ve bakımlı olmalıdır. Yalnızca sokağa çıkarken süslenen kadın¸ kocası açısından bir şeyler yitirir. Baş başa iken tartışmalar¸ yüksek sesli kavgalar oluşursa ve bir başkasının yanında gülücükler¸ imalı sözler gelişirse evlilikler sarsıntıya girer. Evlilik iki insanın yalnızca birbirine bakması değil¸ biraz da aynı yöne bakabilmesidir. Düşünce¸ duygu ve davranış birliği böylece oluşur. Meselâ yorgun argın evine dönen erkek¸ sıcak bir çorba¸ hazır bir sofra¸ kendisini bekleyen ve özen gösteren bir kadın bulmak ister. Bu çorbaya ve bu sofraya yüreğin sıcaklığı da katılırsa eğer¸ erkek krallar gibi karşılanmanın mutluluğunu yaşar. Yerinde susup dinlemesini bilen kadın genellikle kazanır. Erkekler¸ ağzına geleni söyleyip duran kadın tipinden hiç hoşlanmazlar.Özetle ailedeki çözülme¸ toplumsal çözülmenin başlangıcıdır. Çünkü düşüncede¸ yaşamda¸ aile içi ilişkilerde yaşanan çözülme her şeyi bozmakta¸ diri¸ dinamik toplum yapısını ortadan kaldırmaktadır. Ailenin çözülmesi¸ çocukların evden uzaklaşmasına ve onları aynı sona sürüklemektedir. Parçalanan ailelerden türeyen eksik erkek ve eksik kadınlardan geriye kalan ise sadece masum ve mahkum çocuklar olmakta¸ ana kucağı yerini "yuva"lara¸ "kreş"lere¸ "anaokul"larına bırakmakta; çocuk başkalarının kucağında¸ aile sıcaklığı ve anne-baba sevgisinden mahrum kalmakta¸ sahte sevgilerle tanışmakta¸ başka birisi olmakta¸ elimizden kaybolmaktadır. Bugün toplumumuzda anneyi özleyen bir çocuk kalbi¸ babayı bekleyen bir çift göz¸ kucaklara sığmayan şefkat ve yıkılmaz sığınaklar olan evler var. http://www.somuncubaba.net/default.asp* Doç. Dr.