7 Şubat 2009 Cumartesi

CUMARTESİ

Bu sabah ezanı kalktıktan sonra uyku tutmadı namazdan gelen eşim hadi hazırlanın annem geldi kahvaltıya gidelim dedi bizi resmen uyuyauyuya ve sürükleyerek annemlere götürdü hiç bukadar zor gelmezdi bu kansızlık hiçbirşey için istek bırakmadı bende bu sonra sürünerek giden ben elti kuşları görünce güller açtı geceye kadar kapanmadı 23 00 de eve geldik :)annem ışın tedavisi görüyor birde küçük bir yumru daha çıkmış tedavi sırasında boyun bölgesinde ,sürekli hastaneden cenazeler çıktıkça moral olarakta çökme oluyor sanırım ,ama bizim becerikli hatun ordada boş durmamış kendini avutup zaman geçirmek için örgü örmüş neler yapmış neler hastane çeyizimi yaptın deyip güldük ,bu gün hayrunnisaya hareketlerine konuşmalarına çok güldü bana teje(teyze) diyor ,addım (attım),annemmm ,abbacı ,abici,babacımmm,birde küçük erkek nafi paşa aradı onunla telefonda konuştular ,balım onuda özledik sesine bile çığlıklar koptu evde hayrunnisa çok heyecanlıydı söyleyebildiği ve söyleyemediği bütün şirin dilini kullandı :)karşı tarafta aynen rabbimden bukadar güldüğümüz için af diliyorum ama çok güzeldi kahkalarla güldüm onları çok seviyorum tüm elti kuşları gurbet kuşunuda sakın kıskanma o hülüşün işi :)Rabbim seni çok seviyorum ,peygamber efendimizi çok seviyorum ,ailemi çok seviyorum................................. ,blog arkadaşlarımı çok seviyorum :)kendi sevginden fazla sevgileri terbiye etmeyi nasip eyle .

OLMALI

İnsanın eşi olmalı, bakarken yüreğinin kabardığı, gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı...aşık olduğu bir eşi olmalı! Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli Yaradana. Koklamalı saçlarını. Uyuyan eşine şefkatle bakıp, usulca dokunmalı yüzüne, varlığını hissedebilmek için. Parmakları titremeli, incitirim korkusuyla. Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü...kramplar girmeli midesine, onsuzluk aklına geldikçe! Rüzgar onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken eşi. Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli. Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine. Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini, tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu...vs. Güven duymalı, herşeyiyle. Başını göğsüne koyup, huzurla uyuyabilmeli, tüm düşüncelerinden arınmış olarak. Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı...Şımarabilmeli yanında. Kıskanılmalı zaman zaman da... Bir eşi olmalı insanın!!! Sabah yolcularken işine, içi acımalı, daha yollarken özlemeye başlamalı. Seni şimdiden özledim!!! Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla. Gözleri yollarda kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı...aşkla karşılamalı, hasretle sarılmalı boynuna, özlemle koklayıp, öpmeli, yıllarca uzak kalmışcasına! Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın, bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında. Verdiği hiç bir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı, daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli. Mutluluk saçmalı etrafına. Bir eşi olmalı insanın, cennetten köşe almışcasına sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı...Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı!!!
ALINTI