21 Ocak 2009 Çarşamba

Bana gelen mail çok hoş :)



Sufi'yi anlamak için aşkı anlamak lazım.
Aşkı anladığında Sufi'yi de anlarsın.

Sufi'yi anladığında da hayatı...

Bunun içinse Aşık değil aşk olmak lazım.

Sufizim bir dünyadır, bir dünya görüşü değil.
Sufizim bir aşkın bilgelik halidir ama aşkın bilgelik felsefesi değildir.
Teori anlatmaz sadece pratik ipuçları verir.
Sufi yüreğe yoğunlaşmıştır.
Aydınlanmaya -yürek -uyanıklığı denir

Gönül gözünün açılmasıdır.

Sufi'nin yolu aşığın yoludur.



Dört tane kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey
olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış
ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:

-Bu ateş aydınlatıcı bir şey!, demiş...

İkinci kelebek bununla yetinmeyerek daha fazla şey öğrenmek istemiş.
Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş… Demiş ki:

-Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey!

Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş, Biraz daha, biraz daha
yaklaşmış. Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş ve yanmış
kanatlarıyla geri dönmüş… Şöyle demiş:

-Ve bu ateş yakıcı bir şey!

Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş. Biraz yaklaşmış,
aydınlandığını görmüş. Biraz yaklaşmış, ısındığını hissetmiş. Biraz
daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş.

ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek "poff !" diye
ortadan kayboluvermiş...

Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş ama geri dönüp söyleyememiş…

Rahime öztürk'e teşekkürler

Çünkü o kaybolmuş ateş içinde ve bir şeyi, ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!


Aşk Olsun...

Hiç yorum yok: