21 Eylül 2008 Pazar
Vefa mı o istanbul'da bir semtmiydi o? :)
Kardeşim bu dünya da vefa ölmüş diyenlere katılmamak mümkün değil yapılan iyilik düşüncesi kaynayan bir kazan olup insanın başına bu denlimi geçirilir hiç düşünmediğin taraftan bu kadar mı vurgun yer insan .senin merhamet edip kolladıkların seni bu kadar mı hançerlemek için sıra bekler , yok yok vefa var diyenlerdenim ümidim var birgün beni bulacak kardeşlerim. Gerçek olacak arkamı döndüğümde buharlaşmayan ,iyilik düşlediğimde yüzüme bir tokat davranışları nakşetmeyen görgülü ,kaliteli ,sevecen elbet bir yerlerde bu tanıma uyan beni ben gibi görüp yaptıklarımda samimi sevgimi gören lafını laf konuşmak için konuşmayan terbiyeliler bulacak birgün. şekilde değil ruhta vefalı müslüman isterim. Evet vefalı sahi o istanbul'da bir semt miydi? kırılmaktan o kadar paramparçayımki artık hiçbir davranış canımı yakmıyor çoook şüküüüüüüür:) illede edeb huuuuuu ,illede şükür İLLEDE ALLAH İLLEDE ALLAH EWET SEVDİKLERİM BENİ NASIL GÖRÜYORSA BEN ÖYLEYİM ÇÜNKÜ ONLAR BENİ KENDİ GÖNÜL GÖZLERİYLE GÖRÜYORLAR RUHLARI GÜZEL OLAN LAR GÜZEL ÇİRKİN OLANLAR ÇİRKİN UNUTMAYIN NASIL BAKARSANIZ ÖYLE GÖRÜNÜYORSUNUZDUR KİMSE EBEDİ DEĞİL DÜNYADA KİMSENİN YERİ DOLADURULAMAZ DEĞİL BİRGÜN ÖYLE BİR AN GELİRKİ GERİYE DÖNECEK YÜZ KALMAZ SİZ SİZ OLUN LAF OLSUNA BENDE ÜSTE ÇIKARIM DİYE KONUŞMAYIN KALP KIRMAYIN AMAN BOŞVERİN ENİYİSİ OLDUĞUNUZ GİBİ KALIN YERİNİZDE KALIN SAHTE BİR YAKINLIK YAŞAMAYINDA NASIL KALIRSANIZ KALIN HOŞÇAKALIN BEN GİTTİM :)
18 Eylül 2008 Perşembe
BAŞARININ SIRRI
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller'e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller'e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.
İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller'e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller'e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.
İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.
17 Eylül 2008 Çarşamba
ÖLÜNCE ÖLMÜŞMÜ OLACAĞIZ???
Karanlıktaymışlar.
İki embriyo, bir ana rahminde...
Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış, sudan bir beşiğin içinde...
Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece...
Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş.
Elleri, ayakları belirginleşmiş.
Gözleri çıktıkça meydana,
İkisi de çevrede olup biteni fark etmiş...
Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu...
Sıcak, ıslak, sevgi dolu...
'Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki' demişler, '...bize ne mutlu...'
Gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler.
Bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler.
Onları besleyip büyüten kordonu fark edince
O kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler.
Sonra başlamış bir varoluş tartışması:
'Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk' diye sormuş ikizler...
'Annemiz' demiş biri, 'O bizi var etti, bize can verdi.'
'Ne biliyorsun' diye itiraz etmiş öteki, 'Sen hiç Anneni görmedin
ki...':
'Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı için
uydurduğumuz bir şeydir.'
Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler.
Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler.
Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların...
> Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın...
> Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek;
> Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.
> '- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz' diye fısıldamış
> ikizlerden biri efkarla...
> '- Ben gitmek istemiyorum' diye diretmiş öteki; 'doyamadım ki daha
> hayata...'
> '- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan
> sonra hayat vardır.'
> Sormuş karamsar olan:
> '- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra
> başımıza neler gelecek?'
> Şiirle cevaplamış iyim ser olan:
> 'Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok
> seferinden...'
> Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış.
> Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış.
> Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar.
> Ve 'ömrümüz bitti' diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar.
> Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu,
> Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar.
>
>
> Bu bir CAN DUNDAR Yazısıdır,
>
> hayatı sadece dünyadan ibaret sananlar
> gibi, yaşamlarının sadece ana rahminde olduğunu ve doğunca öleceklerini
> sanıyorlar..
>
> Kimbilir belkide bizde
> yanılıyoruz onlar gibi..
> Ölünce ölmüş değil,
> belkide doğmuş olacaz..
> Nerden bilebiliriz ki!
İki embriyo, bir ana rahminde...
Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış, sudan bir beşiğin içinde...
Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece...
Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş.
Elleri, ayakları belirginleşmiş.
Gözleri çıktıkça meydana,
İkisi de çevrede olup biteni fark etmiş...
Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu...
Sıcak, ıslak, sevgi dolu...
'Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki' demişler, '...bize ne mutlu...'
Gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler.
Bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler.
Onları besleyip büyüten kordonu fark edince
O kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler.
Sonra başlamış bir varoluş tartışması:
'Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk' diye sormuş ikizler...
'Annemiz' demiş biri, 'O bizi var etti, bize can verdi.'
'Ne biliyorsun' diye itiraz etmiş öteki, 'Sen hiç Anneni görmedin
ki...':
'Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı için
uydurduğumuz bir şeydir.'
Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler.
Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler.
Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların...
> Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın...
> Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek;
> Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.
> '- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz' diye fısıldamış
> ikizlerden biri efkarla...
> '- Ben gitmek istemiyorum' diye diretmiş öteki; 'doyamadım ki daha
> hayata...'
> '- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan
> sonra hayat vardır.'
> Sormuş karamsar olan:
> '- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra
> başımıza neler gelecek?'
> Şiirle cevaplamış iyim ser olan:
> 'Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok
> seferinden...'
> Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış.
> Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış.
> Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar.
> Ve 'ömrümüz bitti' diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar.
> Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu,
> Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar.
>
>
> Bu bir CAN DUNDAR Yazısıdır,
>
> hayatı sadece dünyadan ibaret sananlar
> gibi, yaşamlarının sadece ana rahminde olduğunu ve doğunca öleceklerini
> sanıyorlar..
>
> Kimbilir belkide bizde
> yanılıyoruz onlar gibi..
> Ölünce ölmüş değil,
> belkide doğmuş olacaz..
> Nerden bilebiliriz ki!
16 Eylül 2008 Salı
TEŞEKKÜRER
Bu akşam komşularım oğlumun doğumgünü için sürpriz yapıp pastaları ve hediyeleriyle kapıda beliriverdiler biz anne oğul şaşırıp kaldık ve çok mutlu olduk .Kelimeler yetersiz kalıyor bazı anlarda buda o anlardan biri kendimi çok özel hissettim oğlumun durumunu düşünün artık :)msjlarıyla kutlayan teyzesi ümmügülsüme ,ablası nafiyeye komşularım ayşe abla ,ilknur hanım kızı özge,oğlu ali,selma hanım oğlu semih,feyza hanım kızı zeynep ,emine hanım oğlu batın'a sonsuz teşekkürler iyiki varsınız daha güzel günlerinizi beraber yaşayabilmek duasıyla .
15 Eylül 2008 Pazartesi
GÖZÜMÜN NURU

13 Sene önceydi minik bir bebek hayata gelmek için acelesinin olduğunu söyledi doktor teyzesine acil bir müdahele etmesi gerekiyordu annede kabul etti nasıl etmesindi yavrusuna birşey olmaması için dua ederken rabbine. 1 saat sonra aceleci bebek geldi dünyaya annesinin yaşama arkadaşı oldu en güzel zamanları paylaştı onunla . Annesinin aşkıydı o ama oda babasın'a aşıktı olsun annesinin gözbebeğiydi , ciğerparesi, yavrusuydu, can yoldaşıydı, herdaim sırdaşı, sevgisini doyadoya onunla paylaşan bazen yer değiştiren büyük abisi olan , küçük kardeşi gibi davranabildiği herzaman yüreğinde en güzel yerleri ona verdiği kıyamadığı oldu. 13 yaşına geldi annesi onun gelecek hayatında mutlu huzurlu sağlıklı olması için dua etti ve her daim devam edecekti.Canım oğlum seni çok seviyorum iyiki hayatımdasın ,sen benim hayatımdaki renklerin en güzeli ve kalıcı olanlarındansın ,ALLAH'ın bana verdiği hazinelerden birisin.Hayatımın sonuna dek yanında olmaktan mutlu olacağım dilerim yaşamaktan mutlu rabbine yaklaşma sevinci huzuru duyan onu tanıyan tanıdıkça seven ilime önem veren dünyasını ve ahiretine köprü yapabilen iyi bir insan olursun .Doğum günün kutlu olsun canım seni seven annen ve baban Selda Orhan resim goncanın dünyası
Bugün kayıt günü:)
Bu gün halk eğitime gidip pastacılık kursuna kayıt yaptırdım gelincede ilk iş arkadaşımı aramak oldu sende gelirmisin diye öğrenci sayısı ne kadar çok olursa açılması o kadar çabuk olur diye. inşallah açılır bakalım benim en'lerimden biri olan pastacılık hayalim gerçek olur böylece.insanın hiçbirşeyi ulaşılmaz görmemesi lazım, hayalleri olmalı hayatta yoksa ilerlemek ve kendisini mutlu hissetmesi mümkün olmaz diye düşünüyorum kendimce.Bu düşüncemi dönem dönem kaleme alıp hedefler koyarak ilerlemeye çalışıyorum arada listeler elime geçince gülümsemek bir bebeğin attığı adımlar kadar bile olsa yol aldığımı görmek çok güzel .Bu adımlar ilerdeki yaşamımda koşmaya dönüşecek bunu biliyorum .Bana özgüven kazandıracak tek şey içime sindirdiğim bilgidir. Bilgi olmayınca yaşam kalitesi gelmeyecektir hayatıma tamam herşeyi bilemeyebilirim ama yetenekli olduğum konularında üzerine gitmeliyim en azından evladıma örnek olabilmek için.Yerimde saymamalıyım zira hayat durmadan akmakta.SELDA
HERŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ OLMAYABİLİR
> >
> > Iki Gezgin Melek, geceyi geçirmek için oldukça
> >
> > varlikli bir ailenin evinin
> >
> > kapisini çalmislar. Aile, pek kaba bir
> >
> > üslupla,meleklere yatacak yer olarak
> >
> > koca malikanenin konuk odalarindan birini vermek
> >
> > yerine, soguk bodrumundaki
> >
> > küçük bir köseyi göstermis.
> >
> > Melekler buz gibi odanin soguk ve sert zemininde
> >
> > kendilerine yatacak bir yer
> >
> > hazirlamaya çalisirken, Yasli Melek duvarda bir delik
> >
> > görmüs ve kalkip deligi onarmaya girismis. Genç Melek, Yasli Melege bu
> >
> > hareketinin nedenini sorunca, Yasli Melek hafifçe gülümsemis:
> >
> > Hersey, her zaman, göründügü gibi degildir... Sabah
> >
> > malikaneden ayrilan
> >
> > melekler, gece bastirinca bir kez daha kalacak yer
> >
> > bulmak umuduyla, bu defa
> >
> > çok fakir bir çiftçi ailesinin kapisini çalmislar. Son
> >
> > derece misafirperver
> >
> > olan fakir kari koca, sofralarinda ne var ne yoksa
> >
> > meleklerle paylastiktan
> >
> > sonra, onlara rahatça uyumalari
> >
> > için kendi yataklarini vererek yanlarindan
> >
> > ayrilmislar. Sabah günes
> >
> > dogdugunda, melekler zavalli kari kocayi gözyaslari
> >
> > içinde bulmuslar: Yegane
> >
> > geçim kaynaklari olan tek inek de tarlalarinin
> >
> > ortasinda cansiz yatmaktaymis.
> >
> > Genç Melek bu sefer iyice öfkelenerek Yasli Melege
> >
> > isyan etmis: Bunun olmasina nasil izin verebildin ?! O varlikli
> >
> > kaba adamin herseyi vardi
> >
> > ama sen kalktin ona yine de yardim ettin. Bu iyi
> >
> > yürekli fakir ailenin ise o tek inekten baska hiçbir seyleri yoktu; buna
> > ragmen
> >
> > onu bile paylasmaya gönüllü oldular. Ama sen o inegi de yitirmelerine izin
> >
> > verdin!? Bunun üzerine Yasli Melek, Genç Melege dönerek su
> >
> > cevabi vermis: Hersey, her zaman, göründügü gibi degildir. O zengin
> >
> > malikanenin bodrumunda
> >
> > kaldi?imiz gece, duvardaki deligin dibinde külçe külçe
> >
> > altin sakli oldugunu
> >
> > farkettim. Malikanenin sahibi bu kadar açgözlü oldugu
> >
> > için ve kendisine verilmis sans sayesinde edindigi zenginligin bir
> >
> > parçasini bile paylasmaya yanasmadigi için, ben de o deligi öyle bir
> > kapatip
> >
> > mühürledim ki artik arayip bulsa da açamaz.
> >
> > Ve devam etmis: ?Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin
> >
> > yataginda uyurken, Ölüm Meleginin o çiftçinin karisini almaya geldigini
> >
> > gördüm. Ben de onun yerine Ölüm Melegine inegi verdim.Yasli Melek,
> >
> > gülümseyerek bir kez daha eklemis:
> >
> > Hersey, her zaman, göründügü gibi degildir. Bazen,
> >
> > isler istedigimiz gibi sonuçlanmadiginda, aslinda bizim de basimiza gelen
> >
> > tam
> >
> > da budur iste. Eger inaniyorsaniz, yapmaniz gereken sey sadece, her
> >
> > sonucun her zaman sizin lehinize olduguna güvenmektir. Bunun böyle
> > oldugunu,
> >
> > ancak belirli bir zaman sonra ögrenebilecek olsaniz bile
> >
> > Bazi insanlar, Hayatimiza girerler Ve çabucak çikarlar..
> >
> > Bazilari ise, Dostumuz olur Ve bir süre orada kalirlar..
> >
> > Yüreklerimizde O güzel ayak izlerini birakarak.. Ve bu, Iyi bir dost
> > kazandigimiz
> >
> > için, Bir daha asla Eskisi gibi olmayacagiz demektir!
> >
> > Dün, tarih oldu.
> >
> > Yarin, bir gizemdir.
> >
> > Bugün ise bir armagan.
> >
> > Bu yüzden Ingilizcede present, hem su an hem de
> >
> > armagan anlamina gelir!
> >
> > Bence bu çok özel bir sey ... Hayat, bir kostümlü prova degildir!
> >
> >
> >
> > Simdi: bu mesaji silme. Tut. Çünkü o, sana çok özel
> >
> > bir melekten geldi :)
> >
> >
> >
> > Bil ki tam su anda
> >
> > -birisi seni düsünüyor.
> >
> > -birisi sana deger veriyor.
> >
> > -birisi seni özlüyor.
> >
> > -birisi seninle olmak istiyor.
> >
> > -birisi senin basinin belada olmadigini umuyor.
> >
> > -birisi ona verdigin destek için sana minnettar.
> >
> > -birisi elini tutmak istiyor.
> >
> > -birisi senin adina herseyin iyi sonuçlanmasini ümit ediyor.
> >
> > -birisi senin mutlu olmani istiyor.
> >
> > -birisi senin onu bulmani diliyor.
> >
> > -birisi senin basarilarini kutluyor.
> >
> > -birisi sana bir armagan vermek istiyor.
> >
> > -birisi SENIN bir armagan oldugunu düsünüyor.
> >
> > -birisi seni seviyor.
> >
> > -birisi senin gücüne hayranlik duyuyor.
> >
> > -birisi seni düsünüyor ve gülümsüyor.
> >
> > -birisi üzerinde agladigin omuzun kendi omzu olmasini
> >
> > istiyor.
> >
> > BIRISININ, SENIN BU MESAJI ONA GÖNDERMENE IHTIYACI VAR.
> > Iki Gezgin Melek, geceyi geçirmek için oldukça
> >
> > varlikli bir ailenin evinin
> >
> > kapisini çalmislar. Aile, pek kaba bir
> >
> > üslupla,meleklere yatacak yer olarak
> >
> > koca malikanenin konuk odalarindan birini vermek
> >
> > yerine, soguk bodrumundaki
> >
> > küçük bir köseyi göstermis.
> >
> > Melekler buz gibi odanin soguk ve sert zemininde
> >
> > kendilerine yatacak bir yer
> >
> > hazirlamaya çalisirken, Yasli Melek duvarda bir delik
> >
> > görmüs ve kalkip deligi onarmaya girismis. Genç Melek, Yasli Melege bu
> >
> > hareketinin nedenini sorunca, Yasli Melek hafifçe gülümsemis:
> >
> > Hersey, her zaman, göründügü gibi degildir... Sabah
> >
> > malikaneden ayrilan
> >
> > melekler, gece bastirinca bir kez daha kalacak yer
> >
> > bulmak umuduyla, bu defa
> >
> > çok fakir bir çiftçi ailesinin kapisini çalmislar. Son
> >
> > derece misafirperver
> >
> > olan fakir kari koca, sofralarinda ne var ne yoksa
> >
> > meleklerle paylastiktan
> >
> > sonra, onlara rahatça uyumalari
> >
> > için kendi yataklarini vererek yanlarindan
> >
> > ayrilmislar. Sabah günes
> >
> > dogdugunda, melekler zavalli kari kocayi gözyaslari
> >
> > içinde bulmuslar: Yegane
> >
> > geçim kaynaklari olan tek inek de tarlalarinin
> >
> > ortasinda cansiz yatmaktaymis.
> >
> > Genç Melek bu sefer iyice öfkelenerek Yasli Melege
> >
> > isyan etmis: Bunun olmasina nasil izin verebildin ?! O varlikli
> >
> > kaba adamin herseyi vardi
> >
> > ama sen kalktin ona yine de yardim ettin. Bu iyi
> >
> > yürekli fakir ailenin ise o tek inekten baska hiçbir seyleri yoktu; buna
> > ragmen
> >
> > onu bile paylasmaya gönüllü oldular. Ama sen o inegi de yitirmelerine izin
> >
> > verdin!? Bunun üzerine Yasli Melek, Genç Melege dönerek su
> >
> > cevabi vermis: Hersey, her zaman, göründügü gibi degildir. O zengin
> >
> > malikanenin bodrumunda
> >
> > kaldi?imiz gece, duvardaki deligin dibinde külçe külçe
> >
> > altin sakli oldugunu
> >
> > farkettim. Malikanenin sahibi bu kadar açgözlü oldugu
> >
> > için ve kendisine verilmis sans sayesinde edindigi zenginligin bir
> >
> > parçasini bile paylasmaya yanasmadigi için, ben de o deligi öyle bir
> > kapatip
> >
> > mühürledim ki artik arayip bulsa da açamaz.
> >
> > Ve devam etmis: ?Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin
> >
> > yataginda uyurken, Ölüm Meleginin o çiftçinin karisini almaya geldigini
> >
> > gördüm. Ben de onun yerine Ölüm Melegine inegi verdim.Yasli Melek,
> >
> > gülümseyerek bir kez daha eklemis:
> >
> > Hersey, her zaman, göründügü gibi degildir. Bazen,
> >
> > isler istedigimiz gibi sonuçlanmadiginda, aslinda bizim de basimiza gelen
> >
> > tam
> >
> > da budur iste. Eger inaniyorsaniz, yapmaniz gereken sey sadece, her
> >
> > sonucun her zaman sizin lehinize olduguna güvenmektir. Bunun böyle
> > oldugunu,
> >
> > ancak belirli bir zaman sonra ögrenebilecek olsaniz bile
> >
> > Bazi insanlar, Hayatimiza girerler Ve çabucak çikarlar..
> >
> > Bazilari ise, Dostumuz olur Ve bir süre orada kalirlar..
> >
> > Yüreklerimizde O güzel ayak izlerini birakarak.. Ve bu, Iyi bir dost
> > kazandigimiz
> >
> > için, Bir daha asla Eskisi gibi olmayacagiz demektir!
> >
> > Dün, tarih oldu.
> >
> > Yarin, bir gizemdir.
> >
> > Bugün ise bir armagan.
> >
> > Bu yüzden Ingilizcede present, hem su an hem de
> >
> > armagan anlamina gelir!
> >
> > Bence bu çok özel bir sey ... Hayat, bir kostümlü prova degildir!
> >
> >
> >
> > Simdi: bu mesaji silme. Tut. Çünkü o, sana çok özel
> >
> > bir melekten geldi :)
> >
> >
> >
> > Bil ki tam su anda
> >
> > -birisi seni düsünüyor.
> >
> > -birisi sana deger veriyor.
> >
> > -birisi seni özlüyor.
> >
> > -birisi seninle olmak istiyor.
> >
> > -birisi senin basinin belada olmadigini umuyor.
> >
> > -birisi ona verdigin destek için sana minnettar.
> >
> > -birisi elini tutmak istiyor.
> >
> > -birisi senin adina herseyin iyi sonuçlanmasini ümit ediyor.
> >
> > -birisi senin mutlu olmani istiyor.
> >
> > -birisi senin onu bulmani diliyor.
> >
> > -birisi senin basarilarini kutluyor.
> >
> > -birisi sana bir armagan vermek istiyor.
> >
> > -birisi SENIN bir armagan oldugunu düsünüyor.
> >
> > -birisi seni seviyor.
> >
> > -birisi senin gücüne hayranlik duyuyor.
> >
> > -birisi seni düsünüyor ve gülümsüyor.
> >
> > -birisi üzerinde agladigin omuzun kendi omzu olmasini
> >
> > istiyor.
> >
> > BIRISININ, SENIN BU MESAJI ONA GÖNDERMENE IHTIYACI VAR.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)